Peygamberimizin (s.a.v.) Doğduğu Ev

Peygamberimizin (s.a.v) doğduğu ev nerededir? Peygamberimizin (s.a.v) doğduğu ev şu anda ne olarak kullanılıyor? Peygamberimizin (s.a.v) doğduğu ev hakkında kısaca bilgiler...

Ebû Tâlib mahallesinde Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in doğduğu ev büyük dedesi Hâşim b. Abdümenâf'a aitti. Onun vefatıyla oğlu Abdülmuttalib’e miras kalan ev Abdülmuttalib’in mallarını çocukları arasında taksim etmesi sırasında Abdullah'a düşmüş, ondan da Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e intikal etmişti. Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Medine'ye hicret ettikten sonra bunda herhangi bir hak talep etmemiş, Mekke'ye geldiği zaman bu evi kullanmamıştır.

  • Peygamberimizin (s.a.v) doğduğu ev

Abbâsî halifelerinden Mehdî-Billâh'ın eşi olan Hayzürân Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in doğduğu evi tamir ettirerek mescide çevirmişti. İki kubbesi olan bu mescidin içerisinde Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in doğduğu yer olarak kabul edilen alan kırmızı örtülü bir kulübe içerisine alınarak belirlenmiştir. 1296’da yapılan tamiratta bu alan bir kafes içerisine alınarak üzerine yeşil atlastan bir örtü örtülmüş, kubbeleri içten ve dıştan süslenmiştir.

Bu evin her yıl Rebîülevvel ayının 12. günü Mekke’de bulunanlarca ziyaret edilmesi âdettendi. OsmanlI Sultanı II. Mustafa, burada Ramazan'ın 27. gecesinde Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in nübüvvetini tâ’zim ve Rebîülevvel'in 12. gecesinde Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in doğumunu kutlamak amacıyla mevlit törenleri düzenlenmesini emretmiş ve bunun için tahsisat ayırmıştır. Daha sonra bu kutlamalar sadece 12 Rebîülevvel’de sürdürülmüştür.

  • Peygamberimizin (s.a.v) doğduğu ev şu anda ne olarak kullanılıyor?

Bugün Safâ ve Merve tepeleri arasındaki sa'y yerinin tam karşısında, Mina ve Aziziye’ye giden tünelin girişine yakın yerde mevcut olan bu ev, 1379 (1959) yılından beri Mekke Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir.

Hz. HATİCE’NİN EVİ

Eski kuyumcular çarşısında, Bâbünnebî'nin karşısında sa'y yapılan yerin kuzeydoğusunda Merve’ye yakın bir yerdeydi. Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Hz. Hatice -radıyallâhu anhâ- ile evlendikten sonra hicrete kadar yirmi sekiz yıl bu evde yaşamış, İbrâhim dışındaki çocukları burada dünyaya gelmişti. Kanûnî Sultan Süleyman zamanında üzerine bir kubbe ve içerisine iki yüksek mihrap konulan ev mescide dönüştürülmüş, küçük bir kubbe ile belirgin hale getirilen Hz. Fâtıma -radıyallâhu anhâ-'nın doğduğu yer de daha sonra kafes içerisine alınmıştır. Mesci-din kuzey duvarına bitişik olan oda da Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ibadet ettiği yerdi. XX. yüzyılda bir süre Kur'ân eğitim ve öğretimi için kullanılan bu mekân 1993’te yıkılarak Mescid-i Harâm’a dahil edilmiştir.

Kaynak: Diyanet İşleri

BENZER YAZILAR

İslam ve İhsan

KABE İLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKEN 13 ŞEY

Kabe İle İlgili Bilmeniz Gereken 13 Şey

KABE’­NİN TARİHİ VE BÖLÜMLERİ

Kabe’­nin Tarihi ve Bölümleri

KABE TARİHİ

Kabe Tarihi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.