Abdest Nasıl Alınır?

Abdest nasıl alınır? Erkek ve kadınlar için abdestin alınışı. En önemli ibadetlerden biri olan abdest ile ilgili merak edilen konular...

ABDEST NEDİR?

Abdest, belli uzuvlarını usulüne uygun olarak yıkamak ve mesh etmek suretiyle yapılan bir temizliktir. Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve kirlilikten kurtulmak, yani maddî ve manevî bütün kirlerden arınmak için İslam'ın emrettiği önemli bir ibadettir.

ABDESTİN ALINIŞI (Erkek ve Kadınlar için)

Erkek ve kadınların abdest alış şekli aynıdır. Sadece kadınlar mümkün olduğu kadar namahrem erkeklerin görmediği bir yerde abdest almaya gayret eder.

  • Abdeste öncelikle “Euzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim” diyerek Euzü-besmele çekilir.
  • Sonra "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diyerek niyet edilir.
  • Üç kez eller bileklere kadar yıkanır, Ellerri yıkamak farzdır.(Bir elin parmakları diğer elin parmakları arasına geçirilerek hilallenir)
  • Sağ el ile ağıza üç kere su verilerek ağız yıkanır,
  • Sağ el ile buruna üç kere su verip, sol el ile sümkürülür,
  • Avuçlara su alıp, alından çene altına, şakaklara kadar üç kez yüz yıkanır, yüzü yıkamak farzdır.
  • Sol el ile sağ kol dirsek ile beraber üç kez yıkanır, Sağ el ile sol kol dirsek ile beraber üç kez yıkanır, Kolları yıkamak farzdır.
  • Her iki kol yıkandıktan sonra, eller tekrar yıkanır ve başın dörtte biri mesh edilir, başı messh etmek farzdır. (başın üst kısmına ıslak elle dokunulur)
  • Daha sonra sağ ve sol elin şehadet parmakları ile iki kulağın deliklerine su verirken baş parmaklar ile kulakların arkası mesh edilir,
  • Ellerin dış yüzü ile ense mesh edilir,
  • Sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlayarak, ayak parmaklarının arasını hilallemek suretiyle, topuklarla birlikte, sağ ayak üç kez yıkanır,
  • Sol ayağı üç kez yıkarken, ayak parmaklarının arasını küçük parmağı ile bu sefer baş parmaktan başlayarak, küçük parmağa doğru, ayak parmaklarının arasını hilallemek suretiyle topuk ile birlikte yıkanır. Ayakları yıkamak farzdır.
  • Böylece abdest sona erer. Abdestten sonra abdest namazı kılanabilir.

ABDEST NASIL ALINIR? / VİDEO

ABDEST NASIL ALINIR? / RESİMLİ ANLATIM

1) BESMELE ÇEKİLİR VE NİYET EDİLİR

Önce kollar dirseklerin yukarısına kadar sıvanır, "Eûzü billahi mineşşeytanirracîm Bismillahirrahmanirrahîm" diyerek besmele çekilir sonra "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diye niyet edilir.

untitled

2) ELLER YIKANIR

Eller bileklere kadar üç kere yıkanır. Parmak aralarının yıkanmasına dikkat edilir. Parmaklarda yüzük varsa oynatılıp altının yıkanması sağlanır.

untitled

3) AĞZA SU VERİLİR

Sağ avuç ile ağıza üç kere ayrı ayrı su alınıp her defasında iyice çalkalanır.

untitled

4) BURNA SU VERİLİR VE TEMİZLENİR

Sağ avuç ile buruna üç kere ayrı ayrı su çekilir. Sol el ile sümkürülerek burun temizlenir.

untitled untitled

5) YÜZ YIKANIR

Alında saçların bittiği yerden itibaren kulakların yumuşağına ve çene altına kadar yüzün her tarafı üç kere yıkanır.

untitled

6) SAĞ VE SOL KOL YIKANIR

Sağ kol dirseklerle beraber üç kere yıkanır. Yıkarken kolun her tarafı, kuru bir yer kalmayacak şekilde iyice ovulur.

Sol kol dirseklerle beraber üç kere yıkanır. Yıkarken kolun her tarafı, kuru bir yer kalmayacak şekilde iyice ovulur.

untitled untitled

7) BAŞ MEST EDİLİR

Eller yeni bir su ile ıslatılır. Sağ elin içi ve parmaklar başın üzerine konularak bir kere meshedilir.

untitled

8) KULAKLAR MEST EDİLİR

Eller ıslatılarak sağ elin şehadet parmağı ile sağ kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın dışı; sol elin şehadet parmağı ile sol kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın arkası meshedilir.

untitled

9) BOYUN MEST EDİLİR

Elleri yeniden ıslatmaya gerek olmadan geriye kalan üçer parmağın dışı ile de boyun meshedilir.

untitled

10) SAĞ VE SOL AYAKLAR YIKANIR

Sağ ayak üç kere topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temizlenir.

Sol ayak topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temizlenir.

untitled untitled

ABDESTİN FARZLARI NELERDİR?

  • Elleri, dirseklere kadar kollarla birlikte yıkamak,
  • Yüzü yıkamak,
  • Başın dörtte birini meshetmek,
  • Topuklarıyla beraber ayakları yıkamaktır.

ABDESTİN SÜNNETLERİ NELERDİR?

  • Abdest almaya niyet etmek,
  • Abdeste eûzu besmele ile başlamak,
  • Abdeste başlamadan önce elleri bileklere kadar yıkamak,
  • Dişleri misvak veya fırça ile, yoksa parmaklar ile temizlemek,
  • Abdest organlarını peş peşe ara vermeden yıkamak,
  • Yıkanılan organları ovalamak.
  • Ağza suyu üç kere almak,
  • Oruçlu olmadığı zamanlarda gargara yapmak,
  • Burna üç kere su vermek ve sol el ile sümkürmek,
  • Yıkanan her organı üç kere yıkamak,
  • Abdestte çift organları yıkamaya sağ organdan başlamak,
  • Eller ve ayaklarda yıkamaya parmak uçlarından başlamak,
  • Sakalı olanların sakallarını hilâllemesi,
  • Parmaktaki yüzüğü oynatarak suyun altına ulaşmasını temin etmek,
  • Kulakları meshetmek,
  • Boynu meshetmek,
  • Başın tamamını meshetmek (kaplama mesh yapmak),
  • Parmakların arasını hilâllemek.

ABDESTİN ÂDÂBI NELERDİR?

  • Abdest suyunu üzerine sıçratmamak için yüksekçe bir yere çıkmak.
  • Abdest alırken kıbleye yönelmek.
  • Abdestte başkasından yardım istememek.
  • Zorunlu olmadıkça konuşmamak.
  • Ağız ve burna suyu sağ elle almak.
  • Sol elle burnu temizlemek.
  • Namaz vakti girmeden abdest alıp namaza hazır olmak.
  • Kalp ile yapılan niyeti dil ile söylemek.
  • Her organı yıkarken dua okumak.
  • Ayakları sol elle yıkamak.
  • Abdestin sonunda kelime-i şehadet getirmek.
  • Abdest sonunda kelime-i şehadeti söyledikten sonra Kadr sûresini üç kere okumak.
  • Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rek`at nafile namaz kılmak.

ABDESTİN MEKRUHLARI NELERDİR?

  • Suyu israf etmek; ihtiyacından ve lüzumundan fazla su kullanmak.
  • Suyun miktarını kısmak, yani, yıkanacak âzayı sanki mesh edercesine çok az su ile yıkamak.
  • Suyu âzalara çarparak kullanmak.
  • Lüzumsuz yere abdest arasında söz söylemek.
  • Zaruret yokken başkasından yardım istemek.

ABDESTİ BOZAN DURUMLAR NELERDİR?

  • İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necâsetin, herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
  • Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin çıkması. Ağızdan çıkan akıcı haldeki kan, tükürükten fazla veya ona eşit ise abdesti bozar. Vücuttan çıkan kan akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz. Yaradan çıkan irin ve sarı su da böyledir. Çıktığı yerin dışına kendiliğinden dağılmayan bu sıvıların silinmesi halinde de abdest bozulmaz. Şâfiî ve Mâlikîler’e göre idrar ve dışkı yolları hariç vücuttan çıkan kan ve benzeri sıvı maddeler abdesti bozmaz.
  • Ağız dolusu kusmak. Kusulan şey ister yemek, ister safra veya kan olsun, abdest bozulur.
  • Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan durumlar. Uyku dışındaki şuur kaybına yol açan durumların süresi ve o esnada kişinin konumu ne olursa olsun abdest bozulur. Uyku halinde ise, kişinin farkında olmadan abdestinin bozulmuş olması ihtimalinin derecesi ölçü alınır. Bu sebeple yatarak derin uykuya dalma abdesti bozar, uyku ile uyanıklık arasındaki hal ise bozmaz. Oturduğu yerden uyuklamada oturuşun şekli kadar bu kimsenin durumu, abdestin bozulma ihtimalinin kuvvet derecesi de önemlidir. Bundan dolayı tereddütlü durumlarda abdest alınması tavsiye edilir.
  • Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek. Hanefîler’e göre rükûlu ve secdeli namazda sesli gülme abdesti de bozar. Diğer mezhepler ise sadece namazın bozulacağı görüşündedir.
  • Cinsî münasebet veya fâhiş (aşırı) temas ve dokunma. Hanefîler’e göre erkekle kadının tenlerinin birbirine değmesi ile abdest bozulmasa da çıplak olarak veya arada bedenlerin sıcaklığının hissedilmesini engelleyecek bir giysi bulunmaksızın erkek ve kadının aşırı derecede şehevî teması, oynaşma ve kucaklaşması abdesti bozar. Hanefî fakihlerinin çoğunluğu temasın aşırılığında erkeğin cinsel organının sertleşmesini ölçü alırken, İmam Muhammed mezi gibi bir yaşlık çıkmadıkça abdestin bozulmayacağı görüşündedir. Şâfiîler’e göre erkek ve kadı nın tenlerinin birbirine değmesi, Mâlikî ve Hanbelîler’e göre ise temastan cinsel haz duyulması halinde abdest bozulur.
  • Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
  • Hanefîler’in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına temas da abdesti bozar. Bir kimse abdest aldığını kesin olarak bilse de abdestinin bozulup bozulmadığında tereddüt etse, Mâlikîler’e göre abdesti bozulmuş olur, diğer üç mezhebe göre ise bu durumda abdest bozulmuş sayılmaz.

ABDESTİ BOZMAYAN DURUMLAR NELERDİR?

  • Ağlamak, gözden yaş gelmesi,
  • Kabuk bağlamış bir yaranın kabuğunun kan çıkmaksızın düşmesi,
  • Tükürük ve sümüğe az miktarda kan karışması,
  • Ağız dolusu olmayan kusma,
  • Isırılan elma, ayva gibi sert bir meyve veya kullanılan misvak-diş fırçası üzerindeki akıcılığı olmayan kan (diş eti kanaması hariç),
  • Sivrisinek, pire gibi haşeratın emdiği kan,
  • Namazda uyuklama,
  • Namazda sessiz gülme,
  • Tırnak kesme,
  • Tıraş olma kural olarak abdesti bozmaz.

ABDESTTE İHTİYATLI DAVRANMA

  • Abdestin bozulup bozulmadığıyla ilgili görüş ayrılığı bulunan konularda ihtiyatlı davranmak uygun olur. Özellikle imam olan kimselerin abdestinin diğer mezheplere göre de bozulmamış olmasına özen göstermesi şart değilse de yerinde bir davranıştır.

ABDESTSİZ YAPILAMAYACAK İBADETLER NELERDİR?

  • Farz,vacip veya nafile herhangi bir namaz kılınamaz. Buna cenaze namazı ile tilâvet secdesi de dahildir.
  • Kur’an âyetlerine ve Kurân-ı Kerîm'e dokunulamaz.
  • Kâbe abdestsiz tavaf edilemez. Tavaf için abdest almak, farzdır.

ABDEST İLE İLGİLİ AYET

"Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz." (Mâide sûresi 6)

ABDEST İLE İLGİLİ HADİSLER

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın"(Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

***

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Mü’minin nuru ve beyazlığı, abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

***

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim güzelce abdest alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün vücudundan çıkar.” (Müslim, Tahâret 33)

***

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır. Onun namazı ve mescide kadar yürümesi de fazladan kazanç sayılır.” (Müslim, Tahâret 8)

***

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim, Tahâret 32)

***

Ebû Hüreyre radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyim mi?” buyurdular. Ashâb:

– Evet, yâ Resûlallah! dediler. Resûl-i Ekrem:

– “Güçlükler de olsa abdesti güzelce almak, mescidlere doğru çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra öteki namazı beklemek. İşte ribâtınız, işte bağlanmanız gereken budur” buyurdular. (Müslim, Tahâret 41)

***

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Müslim, Tahâret 1)

***

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz güzelce abdest alır –onu tastamam yapar– sonra da: Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh, derse, o kimseye Cennetin sekiz kapısı açılır. O da dilediği kapıdan girer.” (Müslim, Tahâret 17)

ABDEST NASIL ALINIR? / RESİM GRAFİK

İslam ve İhsan

TEYEMMÜM NEDİR, NASIL ALINIR?

Teyemmüm Nedir, Nasıl Alınır?

ABDESTİ BOZAN DURUMLAR NELERDİR?

Abdesti Bozan Durumlar Nelerdir?

GUSÜL ABDESTİ (BOY ABDESTİ) NASIL ALINIR?

Gusül Abdesti (Boy Abdesti) Nasıl Alınır?

NAMAZ NASIL KILINIR?

Namaz Nasıl Kılınır?

HER MÜSLÜMANIN BİLMESİ GEREKEN DÎNÎ BİLGİLER

Her Müslümanın Bilmesi Gereken Dînî Bilgiler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Dişim yok hangi dişe misvak yapayım. :)

    Abdestin nasıl alınacağını çok güzel anlatmışsınız. Allah razı oslun.

    saol teşekkürler

    :D saol

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.