İnsanın Gerçek Yüzünü Ortaya Çıkaran Üç Husus

İyi huylu, geçimli, tatlı dilli bir kimse ile kalp kıran, kötü huylu biri hem dünyada hem ahirette nasıl bir muameleye tabi tutulacak? Peygamber Efendimiz (s.a.v) bunun ilgili hayrete düşüren hadiste neler buyuruyor?

Şeyh Sâdî Hazretleri buyurur:

“İyi huylu ve kimseyi incitmeyen bir çavuşbaşı, kalp kıran bir din adamından daha iyidir.”

İslâm’ın özü ve rûhu; îtikatta tevhîd, amelde ise edep ve nezâkettir. Beşerî münâsebetlerde nezâket, zarâfet ve âdâb-ı muâşereti gözetmeyen, bilâkis kaba-saba hâl ve tavırlar sergileyen bir insanın, ne kadar ibadeti olursa olsun, sâlih bir müʼmin olduğu söylenemez. Esasen böyle bir vaziyet, ibadetlerin de hakikî mânâ ve özünden uzaklığın alâmetidir.

Nitekim bir adam, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼe;

“−Ey Allâhʼın Rasûlü! Falanca kadın; çokça nâfile namaz kılması, nâfile oruç tutması, gayreti ve sadaka vermesiyle bilinir. Fakat o kadın, diliyle komşularına eziyet eder!” dedi.

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–O kadında hayır yoktur! O kadın Cehennem ehlindendir!” buyurdu.

Adam devamla; farz ibadetlerini yerine getiren, nâfile ibadetleri fazla olmasa da muâmelât ve muâşereti çok iyi olan, diliyle komşularına hiç eziyet etmeyen bir kadını sordu.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“–O kadın, Cennet ehlindendir!” buyurdu. (Ahmed, II, 440)

İNSANIN GERÇEK YÜZÜNÜ ORTAYA ÇIKARAN ÜÇ HUSUS

Peygamber Efendimizʼin verdiği bu ölçüyü, Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-ʼın şu tavsiyelerinde de görüyoruz:

Bir kimse Hazret-i Ömerʼin yanında başka birini övüyordu. Hazret-i Ömer ona, insanın gerçek yüzünü ortaya çıkaran üç husus sordu:

“–Sen onunla hiç komşuluk, yolculuk veya ticaret yaptın mı?”

Muhâtabı üçünü de yapmadığını söyleyince:

“–Zannedersem, sen sadece onun câmide Kur’ân okurken boyun büküp başını salladığını gördün!” dedi.

Adamın:

“–Evet, yâ Ömer! Benim gördüğüm buydu.” ifadesi üzerine Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-:

“–O hâlde onu fazla övme! Zira ihlâs, kulun boynunda değildir.” buyurdu.

Velhâsıl İslâm; îtikâdıyla, ibadetiyle, muâmelâtıyla, ahlâkıyla, muâşeretiyle bir bütündür. Bunların hepsi birbirinin tamamlayıcısıdır. Dolayısıyla bunların birine ehemmiyet verip diğerlerini ihmal etmek doğru olmaz.

Müʼmin, ibadetlerine titizlik gösterdiği gibi, beşerî münâsebetlerinde nezâket ve zarâfete, güleryüzlü ve tatlı dilli olmaya da dikkat etmeli, insanlarla hoş geçinmelidir. Kimseyi incitmeyip kimseden incinmemeye gayret etmelidir. Kendisini incitenleri de Allâh’ın affını umarak affedip geçmelidir. Sevindirmekle sevinen, girdiği her yere huzur getiren bir rahmet insanı olmaya çalışmalıdır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2025 – Temmuz, Sayı: 473

İslam ve İhsan

KALP KIRMANIN VEBALİ NEDİR?

Kalp Kırmanın Vebali Nedir?

MÜSLÜMANIN GÜZELLİĞİ 'KALP KIRMAMA HASSASİYETİ'

Müslümanın Güzelliği 'kalp Kırmama Hassasiyeti'

GÜZEL HUYLU İNSAN NASIL OLUNUR?

Güzel Huylu İnsan Nasıl Olunur?

RIFK (İYİ HUYLULUK, UYUMLU, GEÇİMLİ VE NAZİK OLMA) İLE İLGİLİ HADİSLER

Rıfk (İyi Huyluluk, Uyumlu, Geçimli ve Nazik Olma) ile İlgili Hadisler

YUMUŞAK HUYLULUK İLE İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER

Yumuşak Huyluluk İle İlgili Ayetler ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.