TARİHİMİZ

Zâtü’s-Savârî Savaşı: Kimin Döneminde, Kimler Arasında, Nerede ve Neden Yapıldı?

İslam donanması ile Bizans arasında Akdeniz’in hâkimiyeti için yapılan Zâtü’s-Savârî Savaşı, yüzlerce geminin zincirlerle birbirine bağlandığı, kanın denizi kız

Kut’ül Amare Zaferi

Kut’ül Amare nerede, ne anlama gelir ve neden bu kadar önemlidir? Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’ndaki son büyük askerî zaferi olan Kut’ül Amare, İngiliz ordusunun

Cevat Paşa’nın Rüyası

Mirlivâ Cevat Paşa’nın gördüğü rüya gerçek oldu mu? Cevat Paşa’nın rüyasında işaret edilen 26 mayın zaferi nasıl getirdi? İşte o manevî sırrın hikâyesi...

“El Kârda, Gönül Yar’da!” Düsturuna Dair İbretlik Bir Misal

Gönlü Allah’a bağlı, eli dünya işleriyle meşgul olan genç, bir Hak dostunun takdirini kazandı. İşte ibretlik misal...

Kerâmet Bekleyenlere İnce Bir Cevap

Sultan 1. Ahmet Han’ın, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne duyduğu derin hürmet, gerçek kerâmetin basit ama derin anlamının ortaya çıkmasına vesile oluyor.

Şibli Hazretleri'nin Hatırlattığı Önemli Soru

Hesap gününde sorulacak derin ve sarsıcı soruyu, Şiblî Hazretleri bir cümleyle hatırlattı: “Allah seninleydi, peki ya sen kiminleydin?”

Üftâde Hazretleri’nin Azîz Mahmûd Hüdâyî İçin Ettiği Duâ Hangi Olayla Tahakkuk Etti?

Sultan 1. Ahmed’in Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne gösterdiği hürmet, yıllar önce edilen bir duânın gerçekleşmesine vesile oldu.

Peygamber Efendimiz’in Hayatında Pazartesi Gününün Önemi

İslam tarihinde pazartesi günü neden önemlidir? Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in hayatında pazartesi gününün önemi ve pazartesi günü gerçekleşen önemli hadiseler

Fatih Sultan Mehmet’in Akşemsettin Hazretleri’ne Hürmeti

Fatih Sultan Mehmet’in, hocası Akşemsettin Hazretleri’ne gösterdiği hürmete dair bir misal.

Osman Gazi’nin Orhan Gazi’ye Alimlerle İlgili Nasihati

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi’ye âlimlerle ilgili nasihati...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.