VİDEOLAR

İş Nedeniyle Cuma Namazına Gitmemek Caiz midir?

İş nedeniyle cuma namazına gitmemek caiz midir? Cuma namazı için izin verilmeyen iş yerinde çalışılabilir mi? Çalıştığı iş sebebiyle cuma namazına gidemeyen kiş

Cehenneme Odun Taşıyan Kadın: Ümmü Cemîl

Abdullah Sert Hocaefendi, Şifâ-i Şerîf eserinden, Kur’ân’da “odun hamalı” olarak zemmedilen Ümmü Cemîl’in, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) saldırmak isterken onu

Peygamberimizin Hz. Fatıma’ya Sır Vermesi ile İlgili Hadis

Doç. Dr. Murat Kaya, Riyâzü’s-Sâlihîn’den, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Hz. Fâtıma’ya (r.anhâ) fısıldadığı sırrı konu alan hadisi ve bu hadisin derin mânâlar

Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri’nden 3 Hikmetli Söz

Abdullah Sert Hocaefendi, Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri’nin üç hikmetli sözünü şerh ediyor.

“Resûlullah Örtünme Çağına Girmiş Bir Genç Kızdan Daha Utangaçtı” Hadisi

Doç. Dr. Murat Kaya, “Resûlullah örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı...” hadisini ve bu hadisin şerhini okuyor.

Çoban Dedi ki: Allah Nerede?

Abdullah Sert Hocaefendi, sıcak bir günde oruç tutan çobanın “Allah nerede?” sözüyle Abdullah ibn Ömer’i (r.a.) derinden etkileyen ibretlik hadiseyi anlatıyor.

Peygamberimizin Nikâhla İlgili Sünnetleri

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in, nikâhla ilgili sünnetleri nelerdir? Prof. Dr. Ömer Çelik, Hadislerle İslam eserinden “Nikâh: Ağır Bir Sözleşme” bölümünü okuyor

Hz. Hafsa’nın (r.anha) Peygamberimizle Evliliğine Dair Hadis

Doç. Dr. Murat Kaya, Riyâzü’s-Sâlihîn’den, Hz. Ömer’in (r.a.) kızı Hz. Hafsa’nın (r.anha), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile evliliğine dair hadisi ve bu hadisin

Bu 6 Şeye Söz Verene Cennet Vaadi!

Abdullah Sert Hocaefendi, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) cennet vaadini içeren şu hadisi hatırlattı: “Bana şu altı şey hakkında söz verin, ben de sizin cennete

Peygamberimizin Enes b. Malik’e (r.a.) Duası

Abdullah Sert Hocaefendi, Şifâ-i Şerîf okumalarında, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Ümmü Süleym’in talebiyle Enes bin Mâlik’e (r.a.) yaptığı duanın, onun hayatına na

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.