Aşure Günü Eve Fazla Erzak Almanın Bereketi

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, 10 Muharrem gününe denk gelen Aşure gününde fazla erzak almanın bereketini anlatıyor.

Aşure, temel olarak; su, buğday, arpa, nohut, fasulye, pirinç, toz şeker kullanılarak yapılır. İçine ceviz, fındık, çam fıstığı, badem, kayısı, nar, susam, tarçın gibi kuruyemiş, meyve ve baharatlar eklenir. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, 10 Muharrem gününe denk gelen Aşure gününde eve fazla erzak almanın bereketini anlatıyor.

10 Muharrem günü, fazla erzak almanın bereketiyle ilgili Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

“Kim Aşûre günü (nafaka hususunda) âilesine geniş davranırsa Allah Teâlâ da bütün sene boyunca onun (o kişinin) rızkına bolluk ihsân eder.”(Taberânî, Evsat, IX, 121, Kebîr, X, 77; Beyhakî, Şuab, III, 366)

Demek ki evimize rızkımızı bugün daha fazla almalıyız ki bugünün bereketinden bütün sene istifâde edelim.

Câbir (r.a.) bu rivâyetle alâkalı olarak;

“–Biz bunu denedik ve öyle (büyük bir bereket) bulduk.” buyuruyor.

Yine İbn-i Uyeyne de:

“–Biz bunu elli sene, altmış sene tecrübe ettik.” (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, VI, 306)

Demek ki o zaman çocuktu, uzun bir müddet tecrübe ettik, bunun bereketini gördük buyuruyor.

Demek ki -inşâallah- bu 10 Muharrem’de de evimizin rızkını biraz daha geniş tutalım -inşâallah-. Bütün sene -inşâallah- onun bereketini görelim -inşâallah- Rabbimiz’in lûtfuyla -inşâallah-.

İslam ve İhsan

AŞURE GÜNÜ YAPILACAK İBADETLER

Aşure Günü Yapılacak İbadetler

AŞURE GÜNÜNÜN FAZİLETİ

Aşure Gününün Fazileti

AŞURE NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?

Aşure Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

AŞURE NEDİR?

Aşure Nedir?

AŞURE NASIL YAPILIR?

Aşure Nasıl Yapılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.