VİDEOLAR

“Yedi Kimseyi Allah, Kendi Gölgesinden Başka Gölge Bulunmayan Kıyamet Gününde, Gölgesinde Barındıracak” Hadisi

Doç. Dr. Murat Kaya, “Yedi kimseyi Allah Teâlâ kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır...” hadisini ve bu hadisin ş

Hz. Ebubekir’in (r.a.) Gönlünde Ahiret Korkusu

Abdullah Sert Hocaefendi, Hz. Ebubekir (r.a.) Efendimiz’in gönlündeki Allah ve ahiret korkusunu anlatan bir hadiseyi anlatıyor.

Adaletli Devlet Başkanı ile İlgili Ayetler

Doç. Dr. Murat Kaya, Riyazüs Salihin eserinden, "adaletli devlet başkanı" ile ilgili ayetler bölümünü okuyor.

Şevval Ayında 6 Gün Oruç Tutmanın Fazileti

Şevval orucunun hükmü nedir? Şevval ayında kaç gün oruç tutulur? Şevval ayında 6 gün oruç tutmanın fazileti nedir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım açıklıyor.

Şair Nâbi’nin Mescid-i Nebî’nin Minârelerinden Okunan Şiiri

Osmanlı Şâiri Nâbî, bir hac seferi esnasında daha önce kimsenin bilmediği ve duymadığı bir şiir yazar, Medine’ye ayak bastığı esnada bu şiiri, Mescid-i Nebî’nin

Halktan Kopuk İdarecilerin Ahiretteki Durumu

Doç. Dr. Murat Kaya, “Allah Teâlâ bir kimseyi Müslümanların başına idareci yapar, o da halkın işlerinin bitirilmesine, ihtiyaç ve sıkıntılarının giderilmesine e

Sakın Sen O Yöneticilerden Olma!

Doç. Dr. Murat Kaya, Riyazüs Salihin’den, “Yöneticilerin en kötüsü insafsız ve katı kalpli olanlardır” hadisini ve bu hadisin şerhini okuyor.

“Halifelere Başa Geçiş Sırasına Göre Biat Edin” Hadisi

Doç. Dr. Murat Kaya, “Halifelere başa geçiş sırasına göre bîat edin. Sonra onlara karşı görevinizi yapıp itaat edin. Onlar size karşı görevlerini yapmazlarsa, A

Bişr-i Hafi Hazretleri'nin Allah Dostu Olmasına Vesile Olan Hadise

Abdullah Sert Hocaefendi, Bişr-i Hafî Hazretleri'nin Allah dostu olmasına vesile olan hadiseyi anlatıyor.

Hz. Aişe’nin (r.anha) Allah Korkusu

Abdullah Sert Hocaefendi, Hz. Âişe vâlidemizin Allah korkusunu anlatan bir hadiseyi anlatıyor...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.