Zekat Paramla Kurban Kestirebilir miyim?

Zekat paramla kurban kestirebilir miyim? Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

Sünnette karşılığı olan kurbanlar — akika, şükür ve adak gibi — vacip olan kurbanla aynı hisseye girerek kesilebilir. Ancak bazı durumlarda yanlış uygulamalara rastlıyoruz. Mesela bir kardeşimiz şöyle diyor:

“Ben zekâtımdan kurban alınmasını ve kurban olarak kesilmesini istiyorum.”

Bu doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü zekât ayrı bir ibadet, kurban ise farklı bir ibadettir. Her ne kadar her ikisi de malî ibadet olsa da, hüküm ve şartları farklıdır. Zekât zekâttır, kurban kurbandır. Bir ibadet üzerinden diğer bir ibadet ifa edilemez.

Dolayısıyla, zekât parasıyla kurban kesilemez. Zekât parasıyla bir hayvan kesilip etinin fakirlere sadaka olarak dağıtılması mümkündür. Ancak bu durumda kesilen hayvan:

  • Adak kurbanı,

  • Vacip kurban,

  • Şükür kurbanı,

  • Nafile kurban

sayılmaz. Çünkü “hem kurban kesmiş olayım hem de zekâtımı vermiş olayım” şeklinde bir niyet doğru değildir. Zira her iki ibadet de malî ibadet olup biri, diğerinin yerine geçemez.

Eğer bir kişi “Zekâtımı veriyorum, bu parayla bir hayvan alınsın, et olarak dağıtılsın” diyorsa bu caizdir. Özellikle kurban mevsiminde hayvanlar daha ucuza temin edilebildiği için:

“Benim de oradaki Müslümanlara Kurban Bayramı’nda bir et ikramım olsun.”

şeklindeki bir düşünceyle hareket edilebilir. Fakat bu tür kurbanlar, hisseli kurban kesimlerine dahil edilmemelidir. Çünkü klasik fıkıh kitaplarında da ifade edildiği gibi:

“Yedi ortaktan biri sadece et niyetiyle kurbana girerse, diğerlerinin kurbanı da geçersiz olur.”

Bu kişi et niyetiyle değil de zekât niyetiyle kurbana ortak oluyor olabilir; fakat kurban niyeti yoksa, zaten ibadet kapsamına girmez. O nedenle bu tür kesimlerin ayrı olarak yapılması gerekir.

İslam ve İhsan

KURBAN'LA İLGİLİ EN ÇOK SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Kurban'la İlgili En Çok Sorulan Sorular ve Cevapları

KURBANLA İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

Kurbanla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

DİYANET KURBAN REHBERİ

Diyanet Kurban Rehberi

ZEKAT NEDİR, KİMLERE VERİLİR VE NASIL HESAPLANIR?

Zekat Nedir, Kimlere Verilir ve Nasıl Hesaplanır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.