Müslümanın Kalitesi Nasıl Belli Olur?
Abdullah Sert Hocaefendi, sohbetinde Müslümanın kalitesini belirleyen ölçülerin neler olduğunu anlatıyor.
Esas Müslümanlık kalitemiz nedir? Allah Teâlâ'nın bize öğütlediği, tavsiye ettiği; Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin bizatihi hayatında, sahâbenin örnekliğinde bize sunduğu o şahsiyet ve kişilik kıvamıdır, kıymetli kardeşlerim.
Evet, namazlarımız, oruçlarımız, zekâtlarımız… Bunların hepsi, elbette ki Cenâb-ı Hakk’a yaklaşmamıza vesiledir. Ama bizim bir de iç dünyamız var.
İnsan, şöyle başını önüne eğip düşünmeli:
"Acaba Rabbim kalbime nazar ettiği zaman, içimde neler görür? O’nun arzu etmediği bir şey var mı bende? Veya arzu ettiklerinden neler mevcut iç dünyamda?"
Tevazuda ne var? Hilmde, cömertlikte, kanaatte, tevekkülde, rızada ne var? Bunların hepsi Kur’ânî kavramlardır. Bunların hepsi, Allah Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in “Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” buyurduğu, insanın iç dünyasına ait hasletlerdir.
Bunlara “bâtınî fıkıh” denir. Yani iç dünyamızın fıkhı…
Bir de zâhirî fıkıh vardır: Namazda elimizi kaldırırız, tekbir getiririz, kıyamda dururuz, kıraat yaparız, secde ederiz, rükû ederiz… Bunlar zâhirin fıkhıdır.
Ama bâtın fıkhı, niyetlerimizi, arzularımızı, hedeflerimizi, geleceğe dair beklentilerimizi düzenleyen fıkıhtır. Ve bu iç dünyamızın da bir nizama konması gerekir. İşte buna manevî terbiye, tezkiye ve tasfiye denir.
Nasıl ki zâhirî fıkıhla ilgili Kur’ân emirleri varsa, bâtınî fıkıh yani manevî hayatla ilgili de Kur’ân-ı Kerîm’de kavramlar vardır.
Mesela:
“İman edenler öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer...” (Enfâl, 2)
Bugün toplumda katı kalpli insanları görebiliyoruz. İşlenen cinayetler, rüşvet, iltimas ve benzeri birçok ahlaki zaaf... Bunların hepsi, kalbî duyarlılığın olmamasındandır.
İnsanın bir gün Allah’ın huzuruna çıkacağını hesaplamamasından, âhiret kaygısı taşımamasından kaynaklanır.
İşte bu sebeple içimizin ıslahı, dışımızın ıslahından daha önemlidir.
Eğer içimizi güzelleştirebilirsek; o manevî güzelliklerle iç dünyamızı zenginleştirebilirsek, Kur’ân-ı Kerîm’in ve Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in bize sunduğu iç ziynetleri kalbimize yerleştirebilirsek, elbette ki dışımız da buna göre güzelleşecektir.
Rabbim, inşâallah, o iç mücadelemizi, kalbî hayatımızdaki güzellikleri kazanma gayretimizi başarıya ulaştırsın, diye ifade etmiş olayım.
YORUMLAR