
Kuran'a Göre Evliya Kimdir?
Kuran-ı Kerim'de Evliyaullah geçiyor, Evliyanın fıkhi şartları nelerdir? Kuran'a göre evliya kimdir?
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekten sakınıp vazîfelerini tam olarak yerine getirirler." (Yunus suresi 62-63. ayetler)
Kur’ân-ı Kerîm evliyanın kim olduğunu da açıkça bildiriyor:
“Dikkat edin! Allah’ın velî kullarına korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.” buyuruluyor.
Peki, kimdir bu velî kullar? Kur’ân-ı Kerîm, fıkıh, hadis ve tefsiri bir kenara koymadan, kendisini de tefsir eden bir kitaptır ve cevabı bizzat verir:
“Onlar, iman eden ve takvâ üzere yaşayanlardır.”
Buna göre, Allah’a iman eden ve İslâm’a bağlı her mümin, takvâ ölçüsünde Allah’ın dostudur, yani velî kuludur. Bu mertebe, kişinin takvâsına göre artar ya da azalır. Kişi, Rabbine olan kulluğu ve saygısı nispetinde Allah katında değer kazanır. Zaten Cenâb-ı Allah şöyle buyurur:
“Şüphesiz Allah katında en değerli olanınız, en takvâlı olanınızdır.”
Takva Nedir?
Bu nedenle bir Müslümanın takvâ hayatını benimsemesi gerekir. Peki, nedir takvâ?
Sahabe efendilerimiz birbirlerine takvânın ne olduğunu sorarlar. Yanlış hatırlamıyorsam Hz. Ömer Efendimiz şöyle anlatır:
“Dikenli bir yolda yürüdün mü?”
“Evet.”
“Ne yaptın?”
“Paçalarımı yukarı çektim, dikenler batmasın diye dikkat ettim.”
İşte takvâ budur: Günahlara ve haramlara düşmemek için azami dikkat göstermek.
Takvâ sahibi bir Müslüman, sadece haramlardan değil; şüpheli olanlardan da uzak durur. Böylece dinini, diyanetini ve onurunu muhafaza etmeye çalışır.
Ancak şunu da unutmamak gerekir: İslâm'ı yaşamak, takvânın temel şartıdır.
Namaz kılmayan birinin “Ben çok takvâlıyım” demesi, oruç tutmayanın ya da zengin olduğu hâlde zekât vermeyen, hacca gitmeyen kimsenin kendini “takvâ sahibi” olarak görmesi gerçekçi değildir.
Ayrıca, ibadetleri yerine getirse bile haram ve helâl hassasiyeti olmayan, kul hakkına dikkat etmeyen bir kimse de Allah’ın dostu olamaz.
Dolayısıyla bir yandan Allah ile olan ilişkimizde ibadet ön plandayken, diğer yandan kullarla ilişkimizde de adalet ve kul hakkına riayet ilkeleri öne çıkar.
İşte bu iki dengeyi gözeterek İslâm’ı yaşama gayreti içinde olan kimseler, Allah’ın velî kullarıdır. Ve bu velî kullar için Allah şöyle buyurur:
“Onlara ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar.”
Cenâb-ı Allah’a dua ve niyaz ederiz ki, bizleri de bu velî kulları arasına dâhil eylesin. Âmin.
YORUMLAR