Ailemiz Tehdit Altında

Küresel güçlerin aile üzerindeki oyunları neler? Aileye bu kadar saldırıların sebebi nedir? Ailenin önemi ve fazileti...

Bugün küresel güçler evlatlarımız bizden koparmak için bin bir kılığa giriyor. İnternet, televizyon ve modalar sayesinde gönülleri zehirlemeye çalışıyorlar. Bunlara fırsat vermemek bir anne babanın en mühim vazifesi. Maalesef bu aile hayatı bir takım sapkınlar tarafından yıpratılmaktadır. İnsanlık aile ile başlamıştır.

Cenab-ı Hak, Hazreti Adem ve Hazreti Havva’dan itibaren insanı aile içinde yetiştirdi. Bir çok peygamber şecereler halinde aynı aileden devam eder. Aile mesuliyet esasa getirir. Beyi hanımına, hanımı beyine zimmetlidir. Evladı anne-babaya, Cenab-ı Hak emanet etti. Evlada anne -babanın ihsanını emretti. Sıla-i rahim ile beraber büyük, geniş, güçlü bir aile içinde İslami değerleri yaşattı. Peygamber Efendimize ilk inananlar Hz. Hatice ve evladı yerinde azatlığı Zeyd ve yeğeni Ali (r.a) yani O, Efendimizin bir ailesi oldu.

Küresel güçler bugün aileyi çökertmeye çalışıyor. Çünkü aile mukaddes bir yuva olursa dışarıdan gelen her türlü hücuma karşı manevi bir kale hükmünde olur. Cahilliğe döndürmeyi arzu eden şer güçler hedefine ulaşamaz. Fakat o kalede düşerse, aile kaleside düşerse beşeriyet adeta diğer mahlukata döner. Hiçbir mesuliyet, mahremiyet, ayıp, günah tanımayan bir insan gibi tibi meydana gelir. Ailemizi, nesillerimizi korumaya mecburuz.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş Hocaefendi

İslam ve İhsan

CİNSİYET EŞİTLİĞİ FİTNESİ MÜSLÜMAN AİLE YAPISINI YOK EDİYOR

Cinsiyet Eşitliği Fitnesi Müslüman Aile Yapısını Yok Ediyor

AİLE OLARAK NEYİ KAYBETTİK?

Aile Olarak Neyi Kaybettik?

DİJİTAL ÇAĞDA AİLEYİ TEHDİT EDEN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Dijital Çağda Aileyi Tehdit Eden Sorunlar ve Çözüm Önerileri

AİLE İLE İLGİLİ 40 HADİS

Aile ile İlgili 40 Hadis

DİNİMİZDE AİLENİN ÖNEMİ

Dinimizde Ailenin Önemi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.