“Kocasını memnun ederek ölen kadın cennetliktir.” hadisini nasıl anlamalıyız?
Güzel bir evlilik yürütmek sır değil. Evliliğinizin güzel olması için yapmanız gereken bazı öneriler...
Evlilikte çiftlerin içinden çıkamadığı ve ilişkilerini kilitleyen en önemli meselelerden biri, eşinin değişmesini istemek ve onu değiştirmeye çalışmaktır. Bir ilişkide değişim tartışmasının varlığı o ilişkide çeşitli sorunların olduğu anlamına gelir. Peki, ilişkide yaşanan her sorun için mutlaka bir tarafın değişmesi mi gerekir?
Erkekler, Allâh’ın emâneti olarak nikâhla eşlerini alırlar ve onlara Allâh’ın rızâsına uygun şekilde davranmak üzere Cenâb-ı Hakk’a söz vermiş olurlar. Kadın da, Allâh’ın râzı olacağı bir hâneye adım atarak kendini, sahip olduğu meziyet, fazilet, güzellik ve üstün vasıflarını öncelikle âilesine tahsis eder.
Evlilik, Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havva vâlidemizin nikâhla cennette bir yuva kurmasıyla başlamış, geçmişi, insanlık tarihi kadar eski, köklü ve dînî bir müessesedir.
Samsun'da yaşayan 60 yaşındaki Nezaket Dursun, hayatını yatağa bağımlı sürdüren eşi Mustafa Dursun'a gelinlerinin de yardımıyla 18 yıldır bakmaya devam ediyor.
Birbirine yabancı iki kişi, Allah adına söz vererek; sevgi, samimiyet ve sadâkat esasına dayalı bir yuva kurarlar. Aile olurlar. Böylece artık birbirlerine en yakın iki insan oluverirler. Peki bundan sonra eşlerin birbirlerine karşı görevleri nelerdir? Huzurlu bir aile hayatı için neler gereklidir?
Muş'un Donatım köyünde yaşayan 10 çocuk 55 torun sahibi 101 yaşındaki Kemal Türeli, 66 yıllık eşi 81 yaşındaki Naile Türeli ile olan mutlu evlilikleri hakkında gençlere tavsiyelerde bulundu.
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, huzurlu bir evlilik ve âile hayatı için gerekli şartları anlatıyor...
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.