2015-11-25 12:03:58 [A.G.] 4,458
Tasavvuf hareketi şekilden çok ruha, kabuktan çok öze önem veren bir hayat tarzıdır. Zira tasavvuf zâhirin değil, bâtının yani kalbin ve ruhun terbiyesi ile uğraşır. Sufilere göre iç âlemini temizleyenin dış âlemi kendiliğinden güzelleşir bunun aksine iç âlem terbiye edilmeden zâhir güzelliği bir fayda getirmez.
2015-11-25 10:44:51 [A.G.] 1,788
İç savaş nedeniyle Bayırbucak Türkmen bölgesindeki evlerini terk eden Suriyeliler, sığındıkları güvenli bölgede çadır kurarak, yeni yaşam alanı oluşturmaya çalışıyor.
2015-11-24 17:15:50 [M.K.] 1,527
Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından kara çamdan ve ahşap oyma işçiliği ile inşa edilen "çivisiz mescit" düzenlenen törenle ibadete açıldı.
2015-11-24 17:12:30 [M.K.] 5,542
Abdullah ibn-i Ömer, arkadaşlarıyla birlikte Medîne civârında bir yere çıkmıştı.
2015-11-24 17:00:29 [Ö.F.Y.] 5,279
Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri buyurur: “Bu fakir kul, fâsık bir mü’min gördüğümde, mutlakâ onun benden daha iyi olduğuna inanırım. Çünkü onun îmânı sâbit, günahı ise benden gizlidir. Benim nefsimin kötülükleri ise bana âşikârdır. Son nefes(te kimin kurtulacağı) meçhuldür. Nice fâsık ve fâcir var ki, kâmil velîlerden olmuştur. Nice verâ sahibi sâlih kişiler de vardır ki, aşağıların en aşağısına düşmüşlerdir.”[1]
2015-11-24 16:59:52 [Ö.F.Y.] 3,334
Cenâb-ı Hak, kerem ve ihsan sahibidir, cömertler cömerdidir. Mahrumlara, muhtaçlara, kalbi kırıklara sonsuz merhamet sahibidir. Cenâb-ı Hak, Yüce Zâtʼının şâhidi ve yeryüzündeki halîfesi olmalarını arzu ettiği müʼminlerin de kendi cemâlî vasıflarıyla mücehhez, merhamet sahibi, cömert, müşfik, vicdanlı, hassas ve rakik kullar olmalarını arzu buyurmaktadır.
2015-11-24 16:54:27 [A.G.] 1,806
Prof. Dr. Bülent Nazlı, Sonbahar aylarıyla beraber dikkat çekici oranda artış gösteren mantar zehirlenmeleri hakkında açıklama yaptı. Mantarın en çok Sonbahar’da yetiştiğini söyleyen Nazlı, “Sonbahar aylarında yağmur yağışlarının ve nem oranının artmasıyla ormanlarda bolca mantar yetişiyor. Bu mantarların tecrübesiz kişilerce toplanması ve tüketilmesi de gıda zehirlenmelerine yol açıyor” dedi.
2015-11-24 16:53:41 [A.G.] 2,242
Fatih Çollak Hoca, 'Hüdâyi Kur'ân Dersleri'nde namazda Kur'ân kıraatini anlattı.
2015-11-24 16:31:03 [Ö.F.Y.] 2,912
Uzmanlar kuru cilde sahip kişilerin uzak durmaları ve ciltleri üzerinde kullanmamaları gereken 5 maddeyi belirledi.
2015-11-24 15:18:49 [Ö.F.Y.] 145,202
Tasavvufî terbiyede en önemli vasıtalardan birinin “zikrullah” olduğunu daha önce ifade etmiştik. Allah dostları, zikrin kalpte dâimî bir idrak hâlinde yaşanabilmesi ve insanın âdeta zikrin içinde kaybolup asıl mezkûr olan Cenâb-ı Hak’ta fânî olması için, tarih boyunca muhtelif usûl ve metotlar belirlemişlerdir. İşte bu metodlardan biri de insan vücudunun muhtelif bölgelerinde bazı letâifler (rûhânî merkezler) belirlemek sûretiyle zikr-i küllîye erişme yoludur.
2015-11-24 14:12:32 [A.G.] 5,026
Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin himmeti, 1. Ahmed Han üzerinde ömür boyu devam etmiştir. İşte şu hâdise onlardan biri olarak tarihe geçmiştir.
2015-11-24 14:00:41 [Ö.F.Y.] 1,538
Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, portakalın kalp, göz, akciğer gibi organlara faydalı olduğundan sıkılmadan tüketilmesi gerektiğini söyledi.
2015-11-24 13:57:48 [M.K.] 6,377
Osmanlılar’ın sahip oldukları müstesnâ ahlâkî kıvama gelişlerinde, hiç şüphesiz ki ilk ve en müessir rolü, âile yapılarındaki sağlamlık üstlenmiştir. Nitekim zaman zaman devlet bünyesinde görülen çatlaklıklar, âile sâyesinde cemiyette görülmemiş ve bu millet en zor dönemlerde bile içinde bulunduğu hâlden rahatça silkinip ayakları üstünde durmasını bilmiştir.
2015-11-24 13:53:19 [M.K.] 4,688
Mü’minin gönül kıvâmında belli miktarda hüzün ve endişeye de ihtiyaç vardır. Bununla birlikte gönül mahzun ve mağmum iken, yüzün tatlı bir tebessümle aydınlanması îcâb eder.
2015-11-24 13:48:45 [M.K.] 5,033
Araştırmacı-yazar Fahri Sarrafoğlu, Fatih’teki üç mihraplı caminin özelliğini anlatıyor...
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.