En Büyük Kültür İslâm!

Bilim, sanat, teknik, cebir ve daha birçok alandaki eserleri ve alimleriyle İslam Medeniyeti, tarihin her sahnesinde çok önemli bir yere sahiptir. Peki böyle bir medeniyetin kaynağı nedir?

İslâmiyet, çok büyük bir kültür ve medeniyettir.

Bu medeniyetin sahibi Cenâb-ı Hak’tır.

Onu inşâ eden Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’dir.

Bu medeniyetin ana Kitâb’ı, Allah kelâmı Kur’ân-ı Kerim’dir. Onda ağaçlar kalem, cümle deryâlar mürekkep olsa yazıp bitirilemeyecek sonsuz hikmet, mârifet ve ilim vardır. Nice ilmî mûcizeler göstermiştir ki, Kur’ân önde gider, ilimler onun arkasında emekler…

Yine bu medeniyetin temelinde Sünnet-i Seniyye vardır. Kur’ân ve Sünnet rehberliğinde o medeniyetin muazzam âbidelerini yükseltmiş, cihânın yetiştirdiği en muazzam müçtehidler, müfessirler, muhaddisler ve mutasavvıflar vardır… Dünyevî îcat ve keşiflerin dahî birçoğunun ardında İslâm âlimlerinin, seyyahlarının ve mimarlarının imzaları vardır.

Dolayısıyla bir müslüman, kendi kültür ve medeniyetine asla hor bakmamalıdır. Evlâdının kültürlü, geniş imkânlara sahip, eğitimli bir kişi olmasının yolu, illâ gayr-i meşrû, gayr-i İslâmî eğitim müesseselerinden tahsil görmekle mümkün olur zannetmemelidir. Bu gibi şeytânî vesveselere kapılmamalıdır.

Her medeniyet, kendi insan tipini vücûda getirir. O insan tipi de, mensup olduğu medeniyetin sıfat ve karakteriyle âhenk arz eder.

İslâm medeniyeti, insanlık tarihinde bir kere ulaşılabilmiş bir zirvedir. Bunun sebebi; selîm beşerî fıtratın, ilâhî ilim, irfan ve hikmet ile teçhiz edilmiş olmasıdır. Milletimizin fıtrî istîdâdı ile mânevî füyûzâtın kucaklaşıp aynîleşmesi, ortaya mükemmel bir medeniyet şâhikası çıkarmıştır.

Evlâdımızı bu kültürden mahrum etmek büyük bir hüsrandır.

“–Ben umreye götürüyorum, yaz kursuna gönderiyorum, vazifemi yapıyorum.” diyerek mes’ûliyetten kurtulmak mümkün değildir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2025 Ay: Nisan, Sayı: 242

İslam ve İhsan

'İSLAM MEDENİYETİ'NE NASIL ULAŞILIR?

'islam Medeniyeti'ne Nasıl Ulaşılır?

ASIL MEDENİYET İSLAM’DIR

Asıl Medeniyet İslam’dır

MEDENİYETİMİZİN KAYIP İKİ ANAHTARI

Medeniyetimizin Kayıp İki Anahtarı

İSLAM MEDENİYETİNDE MEDİNE ŞEHRİ

İslam Medeniyetinde Medine Şehri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.