
Yeşil Kubbe Nasıl Bir Edep ve Hürmetle İnşa Edildi?
Rasûlullah’ın (s.a.v.) makamı üzerine yükselen kubbede, mimarî kadar edebî hürmet de titizlikle işlendi. Peki Kubbe-i Hadrâ / Yeşil Kubbe, nasıl bir edep ve hürmetle yapıldı?
II. Mahmud, kubbenin yenilenmesi söz konusu olunca İstanbul’dan işinin ehli mimar ve ustalar gönderir.
YEŞİL KUBBE YAPILIRKEN GÖZETİLEN EDEP
Bu mimar ve ustalar, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in makâmının üzerindeki kubbenin tâmirâtını nasıl yapmaları gerektiği hususunda önce derin derin düşünürler. Çünkü mevcut kubbenin üzerine çıkılacak ve tuğlalar sökülerek yeniden inşâ edilecektir.
Peygamberler Sultânı -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in rûhâniyetini rahatsız edecek en ufak bir kabalığa veya edebe mugâyir bir harekete mahal vermeden bu nâzik vazife yerine getirilecektir. Yaptıkları istişârenin sonunda şu karara varırlar:
“Biz bu inşaat esnâsında hiç dünya kelâmı konuşmayalım. Meselâ tuğla istediğimizde «اَللهُ / Allah!», su ibriğini istediğimizde «بِسْمِ اللهِ / Bismillâh!», çekiç istediğimizde «لَا اِلٰهَ اِلَّا اللهُ / Lâ ilâhe illâllâh!» diyelim…”
İşte Kubbe-i Hadrâ / Yeşil Kubbe, böyle bir zikir meclisi rûhâniyeti içinde, büyük bir tâzim ve hürmetle inşâ edildi. Ayrıca Mescid-i Nebevî’nin tamirinde vazife alan ustalar, her taşı abdestli olarak ve besmele ile yerine koydular. Hattâ bir çivi çakmak îcâb ettiğinde, gürültü çıkarmasın diye çekiçlerine keçe bağladılar.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Erkam Yayınları
YORUMLAR