Işid Gardiyanları Batılılardan Farksız

IŞİD'in rehin aldığı Fransız gazeteci Nicolas Henin,IŞİD için "Onlar bizim kültürün çocukları" ifadesini kullanıyor.

IŞİD'in elinde 10 ay tutsak kaldıktan sonra serbest bırakılan Fransa vatandaşı Nicolas Henin, esaret dönemini ve aralarında 'Cihatçı John' olarak bilinen Muhammed Emwazi'nin de bulunduğu gardiyanlarını anlatı.

Gazeteci Henin, esaret döneminde yazdığı ve bu hafta yayımlanan çocuk kitabının tanıtımını yapıyordu.

Henin, bir diğer esir Fransız gazeteci Pierre Torres'le birlikte yazdığı "Baba kirpi eve dönecek mi?" adlı kitabı beş yaşındaki kızına adamış.

Fransız gazeteci, geceleri peynir ambalajına gizli gizli yazdıkları hikayenin sıkılmamak için oynadıkları oyunlar sayesinde akıllarına geldiğini söylüyor.

Oyunu bulan da yine IŞİD tarafından esir alınan ancak Henin'den farklı olarak başı kesilerek öldürülen Britanya vatandaşı David Haines.

"Oyunda amaç sizi en güzel özetleyen hayvanı bulup tarif etmekti" diyen Henin, "Ben kirpiyi seçtim. İyi bir savunmamın olması fikri hoşuma gitti - Her ne kadar kirpinin savunma taktiği aptalca olsa da" diye ekliyor.

İSLAM KÜLTÜRÜYLE HİÇ İLGİLERİNİN OLMADIĞINI FARK ETTİM

Henin tutsak kaldığı dönemde de kendisini bir kirpi gibi "aptalca" koruduğunu ifade ediyor ve "Bir top gibi büzülüyordum" diyor.

Ancak IŞİD'in elindeyken hiçbir savunma taktiğinin işe yaramadığını söyleyen Henin, "Bir kukladan farkınız kalmıyor" diyerek devam ediyor.

Tutsaklar ve gardiyanlar arasındaki ilişkiden de bahseden Henin, iyi bir diyalog kurmanın gıda ya da ilaç gibi hayati gereksinimlere ulaşmak için kaçınılmaz hale geldiğini belirtiyor.

Henin gardiyanlarının geçmişi hakkında sarsıcı gerçekleri de bu diyaloglar sırasında öğrenmiş.

Batılı ülkelerden Suriye'ye gelip IŞİD'e katılan militanlar tarafından esir tutulan Henin, "Yerel kültürle -Arap kültürü ya da İslam kültürü- hiç ilgilerinin olmadığını fark ettim. Onlar bizim toplumlarımızın çocukları" diye vurguluyor.

Henin şöyle devam ediyor:

"Bizimle aynı dili konuşuyorlar. Benzer şeylere atıflarda bulunuyorlar. Aynı filmleri izleyip aynı bilgisayar oyunlarını oynuyorlar. Onlar bizim kültürümüzün çocukları."

Henin, Batılı IŞİD gardiyanların çocuk programı Teletubbies'den, dünya genelinde popüler hale gelen fantastik-kurgu dizi Game of Thrones'a (Taht Oyunları) kadar çok farklı şeyler izlediğini ifade ediyor.

Henin Emwazi hakkında ise konuşmak istemedi. Gerekçesi hâlâ IŞİD'in elinde esir tutulan Britanya vatandaşı John Cantlie'nin hayatını tehlikeye atmak istememesiydi.

Henin'in hücresini paylaştığı diğer arkadaşları Alan Henning, James Foley, Stephen Sotloff ve Peter Kassig örgüt tarafından başları kesilerek öldürüldüler.

Henin, kendi tutsaklık döneminde öldürülen Rus mühendis Sergey Gorbunov için mahkumlar olarak mütevazi bir anma töreni yaptıklarını hatırlıyor:

"Herkes tek tek andı. İlk olarak John Cantlie konuşmuştu. Sonra da ölen arkadaşımız için bir dakikalık saygı duruşunda bulunduk."

İRADELERİ ZAYIF İNSANLAR AĞLARINA DÜŞÜYOR

Henin, gardiyanlarının zaman zaman tereddüt içine düştüklerini de sezdiğini ifade ederek "Yaptıkları şeyleri içlerinde meşrulaştırmaları gerekiyordu ve bazı şeylerin meşrulaştırılması da imkansızdı" diyor.

IŞİD ve diğer örgütlere katılan birçok cihatçının bölgeye Suriye halkına yardım etmek gibi samimi niyetlerle geldiğine inanıyor.

Ancak Fransız gazeteciye göre çoğu 'zayıf iradeli' insanlar olan bu kişiler ülkeye gelir gelmez miltanların ağına düşüyor ve suç işlemeye itiliyor. Henin, "O dünyaya girdikten sonra bir daha da çıkış olmuyor" diyor.

"Bazı gardiyanları hatırlıyorum. Uğruna savaştıkları şeye olan inançları zayıftı" diyen Henin, "Bazıları pişmanlık dahi duyuyor gibiydi" diye ekliyor.

Ancak hislerin ve sezilerin ötesinde bir bağ kurmak imkansız. Gardiyanlarla biraz sohbetin işe yaradığını söyleyen Henin, "Ancak merhamet beklemememiz gerektiğini biliyorduk. Buna tamamen kapalıydılar" diyor.

Henin'e göre, "Merhamet dilemek yapılabilecek en kötü şey. Aptalca. Bu insanlardan asla merhamet dilenmemeli."

Kaynak: BBC

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.