İsrail Ablukası Altındaki Gazze'de 3 Aylık Bebek Curi De Açlıktan Hayatını Kaybetti

İsrail'in 2 Mart'tan bu yana yardım girişine izin vermediği Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah kentinde, 3 aylık kız bebek Curi el-Mısri yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdi.

Sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen minik Curi, İsrail'in Gazze'de uyguladığı sıkı ablukanın son kurbanı oldu ve dün hayatlarını kaybeden 5 aylık Nidal ile 10 günlük Kinda gibi açlıktan ölenlerin kervanına katıldı.

Mama gelmeden öldü

Curi'nin bir deri bir kemik kalmış naaşını elinde tutan baba Muhsin el-Mısri, İsrail ablukası nedeniyle Gazze'de haftalardır mama bulamadıklarını dile getirdi.

Hastaneler ile sağlık merkezlerine gidip laktozsuz bebek maması sorduğunu ancak bulamadığını anlatan baba Muhsin, kızının daha önce çekilmiş fotoğrafını göstererek, "Kızımın sağlığı çok iyiydi. Tek aradığımız şey mama idi. Nasır Hastanesine gittim, Sınır Tanımayan Doktorlar'a gittim. Kızımın laktozsuz mamaya ihtiyacı olduğunu söyledim. Şuan elimizde yok, birkaç güne getirmeye çalışacağız dediler. Ama kızım birkaç gün daha dayanamadı. Sonuç bu. Bir haftadan kısa sürede bu hale geldi." diye konuştu.

"Çocukların açlıktan ölmesi en çirkin savaş suçu"

Uluslararası topluma seslenen acılı baba, "Kızım açlıktan ve hiçbir suçu yokken öldü. Uluslararası toplumdan bu çocuklara bir çıkış yolu bulmasını istiyorum." dedi.

İsrail saldırılarının ne çocuklara, ne de yaşlılara acıdığını kaydeden Muhsin, "Bu savaşın gayesi nedir anlamış değiliz. Bu çocuklar hiçbir suçları yokken öldürülüyor. Bu en çirkin savaş suçu." ifadesini kullandı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Rantisi Hastanesi ile güneydeki Nasır Hastanesinden 19 Haziran'da "mamaların tükendiği ve 48 saat içinde bebek ölümlerinin yaşanabileceği" uyarısı yapılmıştı.

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric de 20 Haziran'da, Gazze’de yetersiz beslenen çocuk sayısının endişe verici düzeyde arttığı uyarısında bulunmuş ve sadece mayıs ayında 6 aylıktan 5 yaşına kadar olan 5 bin 100 çocuğun, akut yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırıldığını ifade etmişti.

Gazze'den ve uluslararası camiadan yapılan tüm bu uyarılara ve yardım çağrılarına rağmen dün Nasır Hastanesinde 5 aylık Nidal ile 10 günlük Kinda bebek daha hayatını kaybetmişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.