Altınoluk Dergisinin Haziran 2022 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 436. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Haziran 2022 sayısı “Sımsıkı Durun ki Kalpleriniz Karışmasın” başlığıyla yayınlandı.

“Sımsıkı Durun ki Kalpleriniz Karışmasın” başlığıyla Altınoluk dergisinin 436. sayısı şu şekilde takdim edildi.

CAMİLER VE SOHBETLER BİZİ BEKLİYOR

Kur’ân’ımızda gece ve gündüzün birbirini takip edişine dikkat çekilir. Yine zamanın insanlar arasında döndürüldüğü ifade edilir. Âlemdeki akışa, bitmeyen geliş ve gidişe, hiç aksamadan işleyen şu muhteşem nizama yoğunlaşan bundan birçok ders çıkarabilir. Durmamak, sürekli hareket halinde olmak, bir iş bittiğinde hemen diğerine seğirtmek, böylece tabiattaki en büyük ayetlerden biri olan temâdiyet sırrı ile bütünleşmek bu derslerden bir tanesi olabilir.

Kâinattaki temâdiyet sırrına yoğunlaşmak bizi bu muhteşem kurgu içerisinde nasıl bir özel anlama sahip olduğumuzu muhasebeye götürmelidir. “Bu kadar insan içerisinde neden artı bir olarak yaratıldım?” sorusu bu muhasebenin ilk adımıdır. Bu soru Hüdâyî Hazretlerinin “sırr-ı tefrîd” adını verdiği biriciklik sırrının kapısını açacak sorudur. Biricikliği ya da ferdiyet sırrını çözen, bu dünyada neyi, kiminle, ne kadar ve nasıl yapması gerektiğini keşfeder. Ne var ki insan ferdiyet sırrına tek başına eremez. Bunu ancak ruh akrabaları ile hâl, tavır, himmet ve hissiyat müşterekliği içerisinde yapabilir. Ferdiyetten maiyete giden bu yolu kat etmek ise ancak sâlih ve sadıklardan oluşan bir cemaatle mümkün olabilir. Cemaat ferdiyetin içinde temayüz ettiği ve sırrına eriştiği bir erdemliler ittifakıdır.

Ferdiyete maiyetle erilir. Eren, dostlarla ermiş; kurtulan, sevdikleriyle birlikte kurtulmuştur. Ateş tek başına yanılan, cennet dostlarla yaşanan bir yerdir. İnsan biricikliğini yalnızken fark edebilir ama biricikliğinin neye tekabül ettiğini ancak cemaatle anlar, çünkü cemaat ferdiyet sırrına ermiş ya da erme çabasındakilerin oluşturduğu bir sîret aynaları çarşısıdır. Ferdiyet sırrının bulunup gereğinin yapılmasını sağlayan o aynalar yalan söylemez. O aynalarla beraber olmadan biricikliğimizi fark edemeyiz. Camiler ve sohbet meclisleri sîret aynaları ile dolu cennet bahçeleridir. Hakkımızdaki murâdı arayıp bulmak için buralara devam etmemiz gerekiyor. Salgın sonrası bozulan insicamda saflarımızı yeniden tertip etmeye ve sıkılaştırmaya ihtiyacımız var. 

Ebû Mesûd radıyallâhu anh’ın ifadesine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz namaz öncesi omuzlarına dokunup: “Düzgün durun, karışık durmayın ki kalpleriniz de karmakarışık olmasın!” ikazı yapardı. (Müslim, Salât, 122) Kalplerimiz karışıksa bu, saflarımızı sıklaştırmadığımız içindir. Yeniden bir ve beraber olma çağrısı yaptığımız bu sayımız işte bu ihtiyaca binaen hazırlandı.

YENİ ABONELERE “KISA SOHBETLER” KİTABI HEDİYE!

Bu sayımızda ebadımızı genişlettik, sayfa sayımızı artırdık, fontlarımızı büyüttük. İlavemiz olarak verdiğimiz ŞEBNEM’i iç sayfalarımıza aldık. Tabiri caizse yeniden doğduk, yenilendik. 80 sayfalık yeni ALTINOLUK, ALTINÇOCUK ilavemiz ile birlikte umarız beğeninize layık olmuştur. Bu ay ile birlikte yeni abone dönemimiz de başlıyor. Yeni dönemde abone olacak okuyucularımıza Genel Yayın Yönetmenimiz Mehmet Lütfi Arslan’ın hazırladığı “Kıssa Sohbetler” isimli bir eser hediye edeceğiz. “Kıssa Sohbetler”, 52 farklı bahiste kıssalar, menkıbeler ve dini hikâyelerle oluşturulmuş bir sohbet kitabı. Eser, maiyet içinde ferdiyet sırrına ereceğimiz bir huzur ikliminin bize has dili, üslubu ve gündemini yansıtma gayreti ile hazırlandı. Rabbimizden tesirini halk etmesini niyaz ederiz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz efendim.

Dergiyi temin etmek için tıklayınız...

İslam ve İhsan

KİTAP TAVSİYELERİ

Kitap Tavsiyeleri

50 KİTAP TAVSİYESİ

50 Kitap Tavsiyesi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.