Altınoluk Dergisinin Ekim 2022 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 440. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Ekim 2022 sayısı “Ailemizden Kirli Elinizi Çekin” kapağıyla yayınlandı.

“Ailemizden Kirli Elinizi Çekin” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 440. sayısı şu şekilde takdim edildi.

AİLELERİMİZİN VE ÇOCUKLARIMIZIN ÜZERİNDEN ELLERİNİZİ ÇEKİN

Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Yirmi milyondan fazla insanımız ders başı yaptı, hayırlar diliyoruz. Bu sayıda eğitimde en çok ihmal edilen boyutu, kalbin eğitimini konu ediniyoruz. Mevcut sistem insanın kıymetini sadece sayısal göstergelerle ölçüyor. Sevmeyi, merhameti, fedakârlığı ve diğerkâmlığı gündeme alma ihtiyacı hissetmiyor, çünkü bunlar piyasada para etmiyor.

Kalbimizin hasletlerini geliştirmeyi bir eğitim politikasına dönüştürmedikçe eriştiğimiz maddi ufuklar bir huzur getirmeyecek. Geçen yüzyılın insanının gözü bilim ile büyülenmişti. Bilim gelişti gelişmesine ama kalbi ihmal ettiği için bedeli ağır oldu. İki dünya savaşı, milyonlarca ölüm ve olmadık vahşetler… Bugünün insanı ise teknolojik gelişmeler ile sermest halde, doludizgin gittiği istikamette eğer yine kalbini ihmal ederse benzer bir âkıbete duçar olacak.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi sanal dünyaların insafına terk edemeyiz. Zihnimiz ve bedenimizin yanında bir de kalbimiz var. Zihnin bilgiye, bedenin gıdaya, kalbimizin ise hakiki sahibini bilmeye ve anmaya ihtiyacı var. Zihin de beden de fenâ bulacak; ancak kalptir ki bu dünyada selamete ererse ebedi hayatı kazandıracak. Bu dünyada insanca yaşamanın, öteki dünyada ebedi kazanca ulaşmanın yolu selim kalpten geçiyor. Gerçek eğitim kalbin selametini önceleyen eğitimdir. Bu sayımızda böyle bir eğitimin koordinatlarının neler olmasını gerektiğini ele alıyoruz.

Bu sayımızda ailemize yönelik büyük bir tehdidi de ele aldık. Kitabımızda “haddi aşanlar” diye ifade edilen sapkın bir güruh Allah’ın kadın ve erkek olarak yarattığı insanı yüzden fazla sapkın cinsel yönelimle güya yeniden tarif etmeye yelteniyor. İnsanların ferdi tercihleri kendilerini bağlar. Ama sapkın tercihlerin reklamının yapılması ve alternatif hayat tarzları olarak dayatılması aklı başında herkesin karşı çıkması gereken bir kötülük hareketidir. Bu kötülük hareketi kamuoyunda sapkın hayat tarzlarının normalleşmesine yönelik sinsi ve sistematik bir faaliyet yürütmekle kalmıyor, sağduyulu insanların tepkilerini nefret söylemi gibi yaftalarla sindirmeye çalışıyor. Sistematik ve sinsi kötülüğün çocuklarımızı ve gençlerimizi elimizden çalmasını, ailemizi tahrip etmesini istemiyorsak iyiliğin tarafındakilere omuz vermeli, sapkınlığın dayatmalarına karşı sesimizi yükseltmeliyiz.

Bu ay Mevlid Kandilini idrak edeceğiz. Mevlid, hep baş gündemimiz olması gereken Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi anmak ve yâd etmek için ne güzel bir vesiledir. Hem kandilin, hem de Süleyman Çelebi’nin telif ettiği Vesiletü’n-Necat isimli eserin adı olmuş bu mübarek zaman, “ümmetin olduğumuz devlet yeter” hissiyatı ile sadrımızı genişletme fırsatıdır. Necip Fazıl merhumun “O ki o yüzden varız” dediği Âlemlere Rahmet Efendimiz bu dünyada her hususta yegâne örneğimiz, ahirette ise en güzel örneğimizdir. Biz Rabbimizi ve kelam-ı kerimini O’nunla bildik, O’nunla tanıdık, O’nunla sevdik. Seven ve sevilmek isteyenin önünde diz çökeceği O’nun rahlesidir. O rahle Allah’ın insanlığa en büyük hediyesidir. O rahleyi yok sayan, yokluğa mahkûm olmuştur. Mevlid Kandilimiz mübarek olsun. Rabbimiz Rasûlullah Efendimizin güzel örnekliğinden nasibimizi artırsın. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz efendim.

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

AİLE NEDİR?

Aile Nedir?

CİNSEL YÖNELİM, CİNSİYET KİMLİĞİ VE CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI İLE İLGİLİ DİKKAT ÇEKEN UYARILAR VE BİZİ BEKLEYEN TEHDİTLER

Cinsel Yönelim, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Kimlik Karmaşası İle İlgili Dikkat Çeken Uyarılar ve Bizi Bekleyen Tehditler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.