Sakarya Üniversitesi'nden Örnek Davranış

Tıp fakültesi öğrencilerine, Hipokrat Yemini’ne sonradan eklenen ve uluslararası tıp dünyasında tartışma konusu olan “cinsiyet, etnik kimlik ve cinsel yönelim ayrımı yapılamayacağı” ifadesini çıkararak yemin ettiren Sakarya Üniversitesi, sapkınlığa müsade etmeyerek örnek bir davranış sergiledi.

Eşcinsel sapkınlığın sinsi ifadelerle kamufle edilerek yerleştirildiği metinler arasında yer alan Hipokrat Yemini bir kez daha gündemde. Hekimlik Andı’na sonradan eklenen “cinsel yönelim” ifadesi, Sakarya Üniversitesi tarafından Tıp Fakültesi mezuniyet töreni metninden çıkarıldı.

Genç Hekimlerin Metni Değiştirildi

Hekimlik Andı olarak da tabir edilen metin, genç hekimlere mesleğe başlamadan önce okutuluyor. Eşcinsel sapkınlığın küresel çapta yaygınlaştırılma çabasıyla birlikte Hipokrat Yemini de tahrif edildi. Hipokrat Yemini diye okutulan Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi’ne, “Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime” ifadesi yerleştirildi.

Metindeki doktorun, hastaları ile arasında kişisel özelliklere göre ayrım yapmayacağına vurgu yapılan bölüme yapılan bu ekleme, dünyada tıp otoritelerini rahatsız etti. Hekimlik Andı’ndan söz konusu ifadelerin çıkarılması teklif edildi. Hekimlik Andı’nın güncellendiği 2017’deki komisyonda; metnin, “Görevimle hastam arasına herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime” diye düzeltilerek sadeleştirilmesi ve kişisel özeliklerin tek tek sayılmasına gerek olmadığı şeklinde öneri getirildi. Ancak TTB’nin itirazı bu teklifler reddedildi.

Sakarya’dan Örnek Davranış

Eşcinsel sapkınlığın yaygınlaştırıp kabul edilebilir hale getirilmeye çalışıldığı cinsiyetsizleştirme projesi kapsamında Hipokrat Yemini’ne sonradan eklenen metin, Sakarya Üniversitesi tarafından çıkarıldı. Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde, hekimlerin mesleğe başlamadan önce okuduğu Hipokrat Yemini olarak bilinen metinden “cinsiyet, etnik kimlik ve cinsel yönelim ayrımı yapılamayacağına” yönelik bölüm çıkarıldı. Öğrencilerin, metnin TTB tarafından dayatıldığı gibi okumasına da imkan tanındı. TTB ile CHP ise Sakarya Üniversitesi’ne tepki yönelterek cinsel yönelim tabirinin öğrencilere “yemin” olarak okutulmasını savundu.

Destek Mesajları Yağdı

Sakarya Üniversitesi’ne destek veren Sağlık ve Sosyal Politika Stratejileri Enstitüsü (SADEM) Başkanı Metin Memiş, şunları dile getirdi:

“Sakarya Üniversitesi’nin yapmış olduğu bu uygulamadan TTB ve CHP’nin rahatsızlık duymasına anlam veremiyoruz. Hipokrat Yemini’ndeki bu düzenleme zaten olması gerekir. Hipokrat Yemini’nin hiçbir kanuni zorunluluğu ve bağlayıcılığı yoktur. Sakarya Üniversitesi’ndeki hocaların ve öğrencilerin bu yemini etmesinin hangi anlamda karşı tarafta kindarlık ve hırs oluşturduğunu bilmek mümkün değil. Halkımızın bu gerçeği görmesi gerekmektedir. TTB ve CHP’nin asıl niyeti görülmelidir. Bu tür ucuz çıkışlar ve haberlerle beraber halkımız yanıltılmaya çalışılıyor. Bizim örf ve adetlerimize göre ülkemizde cinsiyet eşitliği adı altında eşcinselliği önplana çıkaracak bu ifadenin bir üniversitemiz tarafından çıkarılması doğrudur. Kimse o metnin o haliyle okunması için kurumlarımızı zorlayamaz. TTB her zaman olduğu gibi yine yanlış işlerin peşindedir.”

Sözleşmenin Uzantıları

Akit’e konuşan Uzm. Dr. Ahmet Laçin de şunları söyledi: “Bunlar insanları bölmek ve kendi aralarında çatıştırmak için uydurulan şeylerdir. Maalesef tıp alanına da sıçratılmıştır. LGBT’yi legalleştirmenin anlamı yoktur. Sakarya Üniversitesi kendi adına doğru olanı yapmıştır. İstanbul Sözleşmesi’ne eşcinselliği meşrulaştırıcı ifadeler serpiştirenler Hekimlik Andı’nda da aynı oynamayı yapmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararı nasıl doğruysa, üniversitenin bu adımı da o kadar doğru ve haklıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin uzantısı olan tüm metinler düzenlenmeli, tüm kanunlar kaldırılmalı veya revize edilmelidir. Karşısında hasta olan bir hekim zaten ayrım yapmaz ve yapmamalıdır. Boşu boşuna kelimelerle oynayıp insanların zihnini bulandırmaya gerek yok. Biz insana odaklanmalıyız, cinsiyetlere veya milliyetlere değil. Toplumu cinsiyetler üzerinden bölüp bir de üçüncü cinsiyet olarak eşcinselliğin meşrulaştırılması girişimlerine karşı devletimiz dikkatli olmalıdır.”

İslam ve İhsan

LUT KAVMİ NEDEN HELAK OLDU?

Lut Kavmi Neden Helak Oldu?

CİNSİYETSİZ BAKIŞ AÇISI VE SALDIRI ALTINDAKİ AİLE

Cinsiyetsiz Bakış Açısı ve Saldırı Altındaki Aile

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.