
Yüzlerinden Tanınanlar
Onlar, istemezler… Ama yüzlerinde Allah yoluna adanmışlığın izleri okunur. Kalpler onların halini görür, firâset sahipleri onları tanır.
Ashâb-ı kirâm için bir sözü Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in söylemesi kâfî idi. Artık o söz uğruna fedâ edilemeyecek hiçbir fânî lezzet yoktu. Hayatlarını dahî göz kırpmadan verebiliyorlardı.
YÜZLERİNDEN TANINANLAR
En ağır ve meşakkatli bedel, îman muhabbetinin bedelidir. Zira o sâyede kalbin ufukları açılır, can da mal da bu bedeli ödemek için Hakk’ın râzı olacağı en isâbetli yerlere cömertçe ve seve seve sarf edilir. Îmânın lezzet, heyecan ve hazzıyla can ve mal gibi her türlü imkânlardan fedakârlık yapmak, gönülde bir huzur kaynağı ve kalpte bir meslek hâline gelir.
Yine bir âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“(Yapacağınız hayırlar,) kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları sîmâlarından tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek istemezler. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir.” (el-Bakara, 273)
Allah yolunda fedakârlık yapanların kalplerinde, âyet-i kerîmede buyrulan “Sen onları sîmâlarından tanırsın.” beyânının tecellîsiyle bu hususta bir firâset, yani ince düşünüş hâsıl olur, infak duygusu bir meleke hâline gelir. Her meleke sahibi, onunla ülfet hâlindedir. Yukarıdaki âyet-i kerîmenin şümûlüne girebilmek için, kendisini Hakk’a adayanların ve bilhassa Kur’ân-ı Kerîm hizmetinde bulunanların durumlarına gönül gözüyle nazar edip onlarla ülfet hâlinde olmak gerekir. Zira âyet-i kerîmenin mefhûm-ı muhâlifine dikkat edersek, Allah yolunda gayret eden mahviyet sahibi gönül insanlarına duyarsız bir kalp ile onlardan uzak durmanın, en fecî bedbahtlıklardan biri olduğunu kolayca anlayabiliriz.
Bu itibarla îmanlı zenginler servetlerini ilme, ahlâka ve bilhassa kendilerini Kur’ân hizmetine adayanlara seferber etmeli; muhtaç yoksullarla ilgilenip garip yaşayan çilekeş mü’minlerin civârından kaçmamalıdırlar.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları
YORUMLAR