Kötülüğü Bilerek Düşünüyorum, Rahatsız Da Olmuyorum, Ne Yapmalıyım?

Kötülüğü bilerek düşünüyorum, rahatsız da olmuyorum, ne yapmalıyım? Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

Tabii, kötülüğü düşünmek, kötülüğü yapmak gibi değildir. Ama düşünmeyi planlamak ve düşünmeyi bir eylem olarak gerçekleştirmek tehlikeli bir şey. Yani bir insanın hep kötü yönleri düşünmesi, insanların kötülüğünü düşünmesi, zihin dünyasının kötü ile meşgul olması aslında onun problemli bir kişilik olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bunun tedavisi cihetine gitmek gerekiyor.

Niye? Çünkü, Hazreti Peygamber aleyhissalatu vesselam Efendimiz, "Mümin, müminin aynasıdır." diyor. Eğer siz karşıdaki insanın kötülüğünü düşünürseniz, o kötülük sizi gelir bulur; onun iyiliğini düşünürseniz, o iyilik gelir sizi bulur.

Nitekim Hazreti Peygamber Efendimiz, bir mümin kardeşi için onun gıyabında dua eden bir kimseye, Cenab-ı Allah bir melek gönderir ve “Allah da onun için istediğinin iki katını sana versin.” diye dua eder. Dolayısıyla bir mümin için yapılan dua, onun hayrını istemek, onun iyiliğini, güzelliğini istemek; neticede başkası adına yaptığımız bu talep, bu dilek, bu düşünce bize iki kere olumlu bir düşünce olarak yansır.

Bundan dolayıdır ki, insanların hayrını isteyen insanlar, insanların iyiliği için çalışan insanlar mutlu olan insanlardır, bahtiyar olan insanlardır. Nitekim laboratuvar çalışmalarında da ortaya konulmuş ki, yapılan anketler, istatistikler göstermiş ki, insanların mutluluğu için çalışanlar, en ziyade mutlu olan meslekler grubuna girermiş. Binaenaleyh, hayır cemiyetlerinde çalışanlar en mutlu insanlar olarak ortaya çıkmış.

Niye? Çünkü düşünün; işte yetim bir çocuğun başını okşadığınızı, ona bir elbise aldığınızı, ona bir çikolata ikram ettiğinizi, ona bir oyuncak aldığınızı... Onun yüzünde beliren tebessüm, sizin gönlünüze yansır. Dolayısıyla “iyilik bulaşıcıdır” denir.

Ama eğer hep kötülüğü düşünen, kötü senaryolar çizen, olumsuz düşüncelere kendini teslim etmiş olan kimselerle oturup kalkarsa bir insan; zaman içerisinde hayatından zevk almamaya başlar. Bir müddet sonra kendinden de nefret etmeye başlar. Bu çok vahim bir tablodur. Dolayısıyla bir insanın başına gelebilecek en tehlikeli şeydir; hayattan zevk alamaması neticesini doğuran ve bir müddet sonra da insanı bunalıma götüren bir hadisedir.

Bu kardeşimizin acilen profesyonel destek alması lazım gelir. “Ben niye hep insanlar hakkında olumsuz düşünüyorum, niye hep kötü şeyler aklıma geliyor?” Ama şunu da unutmamak gerekir ki, gün boyu insan hangi fotoğrafları zihin dünyasına doldurursa, beynine, belleğine hangi fotoğraflar gün boyu kazınırsa; onlar üzerinden düşünme kabiliyetini, melekelerini çalıştırır.

Bundan dolayı, güzele bakmaya, güzellikleri görmeye, iyi ve güzel şeylerden zevk almaya bakmak lazım gelir. Hatta derler ki, Osmanlı’da kasaplar bir sene kasaplık yapar, bir sene bahçıvanlık yaparmış. Çünkü can almaya, boğaz kesmeye alışmış olan bir kimse, bir müddet sonra merhametsiz hâle gelir. Ama toprakla uğraşan, bir çiçeğin açtığını gören, bir gülün açtığını gören bir kimse, onda da merhamet duyguları neşvünema bulur. Onun için toprakla uğraşmayı önemli görürler.

Bugün zaten günümüzde psikolojik rahatsızlıkların hızla artmasının sebebi; vücutta biriken o negatif enerjinin bir türlü dışarıya atılamıyor olmasıdır. Bundan dolayı, toprakla meşgul olan, ayağı toprağa basan, bir çiçek diken, bir bitki diken, ot yolan kimselerin daha çok böyle pozitif enerjiyle dolu oldukları görülüyor.

Bu kardeşimize benim söyleyebileceğim şey: işin uzmanlarından, profesyonel destek alsın. Yoksa benim buradan söyleyeceğim veya sizin söyleyeceğiniz, Basri abi, bir şeyle efendim bu kötü gidişatın düzelmesi... Ona bizim kulak vermemiz, bir can suyu olmamız mümkün değil. Çünkü problem, anlattığı kadarıyla derin görünüyor.

Yani sizin aranızda bir husumet yok, bir kavga yok. Niye insanlarla ilgili kötü düşünesiniz? Niye hep kötülükler aklınıza gelsin? E dolayısıyla bu, şeytanla fazla vakit geçirmenin, hayırla meşgul olamamanın, düzgün namaz kılamamanın... Yani iki rekat insan şöyle Allah’ın huzurunda olduğunun farkında olarak, o teslimiyetle bir namaz kılabilse her şey değişir.

Ama gün içerisinde ne kadar olumsuz iş varsa yap, akşam gelince de “ben güzel rüyalar göreyim.” Öyle bir dünya da yok yani. Neyle meşgul olursan, akşam o rüyayı görürsün. Onun için iyilik biriktirmeye çalışmak lazım, iyi işlerle meşgul olmaya çalışmak lazım, güzel insanlarla beraber olmaya gayret etmek lazım.

Vesselam.

İslam ve İhsan

İSTEMEDEN AKLA GELEN DÜŞÜNCELER GÜNAH MI?

İstemeden Akla Gelen Düşünceler Günah mı?

VESVESEDEN NASIL KURTULURUM? KÖTÜ DÜŞÜNCELERDEN SORUMLU MUYUM?

Vesveseden Nasıl Kurtulurum? Kötü Düşüncelerden Sorumlu muyum?

TESETTÜRE YENİ GİRDİM AKLIMA SÜREKLİ KÖTÜ DÜŞÜNCELER GELİYOR NE YAPMALIYIM?

Tesettüre Yeni Girdim Aklıma Sürekli Kötü Düşünceler Geliyor Ne Yapmalıyım?

ÇOK DÜŞÜNME HASTALIĞI

Çok Düşünme Hastalığı

KALBE GELEN İYİ VE KÖTÜ DÜŞÜNCELERİN SEBEBİ

Kalbe Gelen İyi ve Kötü Düşüncelerin Sebebi

KALBE GELEN İYİ VE KÖTÜ DÜŞÜNCELERİN SEBEBİ

Kalbe Gelen İyi ve Kötü Düşüncelerin Sebebi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.