
Müminûn Suresinin 62. Ayeti Ne Anlatıyor?
Müminûn suresinin 62. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’ın, kullarına zulüm ve haksızlık etmeyeceğini bildiren âyet-i kerime; Müminûn suresinin 62. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur:
Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça:
ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِقُ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Müminûn Suresi 62. Ayet Meali:
Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar. (Müminûn, 23/62)
ALLAH, KULLARINA ZULÜM VE HAKSIZLIK ETMEZ
Bilgi:
İnsanlar, güç yetirilemeyecek şeylerle sorumlu tutulmazlar. Herkesin Allah Teâla’ya itaati, kendisine verilen nimetler esas alınarak değerlendirilir. İnsanın yaptıkları da en ince detaylarıyla kayıt altına alınır. Ayetteki kitap kelimesi “amel defteri”dir. Bu kitap tamamen gerçekleri içerecek, insanların haksızlığa uğramasına yol açacak hiçbir hatalı bilgi taşımayacaktır. İman edenlerin imanlarını ve amellerini; inkâr edenlerin de inkârlarını ve iftiralarını kaydedecektir.
Mesaj:
- Her kul, sahip olduğu imkânlar çerçevesinde sorumlu tutulacaktır.
- İnsanların fiilleri tamamıyla kayıt altına alınmaktadır ve insanlar kıyamet günü haksızlığa uğramaksızın yaptıklarından hesaba çekileceklerdir.
Kelime Dağarcığı:
Mükellef: Yükümlü. Dinin gereklerini yapmakla yükümlü olan.
Vüs’: Güç, kapasite, yapabilme kudreti.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
Müminûn Suresi 62. Ayet Tefsiri:
- Biz hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle sorumlu tutmayız. Bizim katımızda gerçeği söyleyen bir kitap vardır. Bu bakımdan kimseye bir haksızlık yapılmaz.
Kur’an ve sünnetin yapılmasını istediği ve kaçınılmasını talep ettiği hususların hepsi insanın gücü dâhilinde olan şeylerdir. Cenâb-ı Hak, insanı tâkatinin üstünde olan şeylerle sorumlu tutmasa da, gücünün yettiği amelleri yapmasını istemektedir.
İnsanın bu güç ve kuvvetinin, bu istidat ve kabiliyetinin miktarını tam belirleyebilmek de kolay değildir. Dolayısıyla her insanın, bu açıdan kendini ciddi bir tetkikten geçirerek, neyi yapıp neyi yapamayacağını, hangi amellere güç yetirip hangilerine güç yetiremeyeceğini iyi tespit etmesi gerekir. Fakat bu hususta kendini kandırmamaya dikkat etmelidir. Bir sporcu veya herhangi bir sanat erbabı başlangıçta düşük bir performansla çalışırken, mesleğinin üzerine düştükçe ve gereken temrinleri yaptıkça başarısını kat kat artırabilmektedir. İslâm’ı yaşamak ve Allah’ın razı olacağı bir kulluk yapabilmek, dünyada en mühim bir sanattır.
İnsan, bu mühim sanatın inceliklerine vakıf olmak ve bunları yerine getirmek üzere ciddi bir irade, arzu ve istekle gayret gösterir, her gün disiplinli bir şekilde temrinlerini yapar ve başarılı olmaya azmederse, şu anki kulluk performansını kat kat artıracağında şüphe yoktur. Hem bunu yapmak da gerekir. Çünkü Allah Teâlâ bunları, hiçbir zaman silinmeyecek bir kitaba en doğru bir şekilde kaydetmektedir. Oraya kaydedilenlerin de mutlaka karşılığını verecek, hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR