Müminûn Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 29. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Konuk edenlerin en hayırlısının Allah olduğunu bildiren âyet-i kerime; Müminûn suresinin 29. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur:

Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça:

ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِل۪ينَ

Müminûn Suresi 29. Ayet Meali:

Ve de ki: “Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın.” (Müminûn, 23/29)

KONUK EDENLERİN EN HAYIRLISI

Bilgi:

Hz. Nuh -aleyhisselâm- ve beraberindekiler, gemiye bindikten sonra Cenâb-ı Hakk tarafından kendilerine öğretilen hamdüsenayı ve bu duayı yaptılar. Böylece konuk edenlerin en hayırlısından, kendilerini barındırmasını istediler. Dolayısıyla bu dua, aynı zamanda her müminin bir yere yerleşirken ya da yolculuk yaparken okumasında fayda bulunan anlamlı bir dua örneğidir.

Mesaj:

Müslümanlar her durumda ve her zamanda Allah’a -celle celâlühû- hamd edip ondan hayır ve bereket dilemelidirler.

Kelime Dağarcığı:

Mübarek: Bereketli, feyizli, maddî ve manevî açıdan hayırlı.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

Müminûn Suresi 29. Ayet Tefsiri:

  1. “Sen ve yanındakiler gemiye binip yerleştiğinizde: «Bizi o zâlimlerin elinden kurtaran Allah’a hamdolsun» de!”
  2. “Yine: «Rabbim! Beni güvenli ve bereketli bir yere ulaştır. Çünkü, insanı gideceği yere ulaştıranların en hayırlısı sensin!» de!”

Allah Teâlâ onlara, gemiye bindiklerinde ve inecekleri sırada nasıl dua etmeleri gerektiğini öğretmiştir.

Gemiye binip yerleştiklerinde:

(Elhamdulillahillezî neccânâ minel kavmiz zâlimîn)

“Bizi o zâlimlerin elinden kurtaran Allah’a hamdolsun” demelerini;

İnecekleri sırada da:

(Rabbi enzilnî münzelen mübâreken ve ente hayrul münzilîn)

“Rabbim! Beni güvenli ve bereketli bir yere ulaştır. Çünkü, insanı gideceği yere ulaştıranların en hayırlısı sensin!” demelerini istemiştir. Çünkü her şey ancak Allah Teâlâ’nın muradı, izni, lütfu ve keremiyle gerçekleşir. Bütün iyiliklerin, kurtuluş ve başarının kaynağı O’dur. Bunlar aynı zamanda mü’minlerin yolculuk yaparken ve bir yere yerleşirken yapmaları çok faydalı olan dua örnekleridir.

Onlar bu duayı yapmışlar, Cenâb-ı Hak da dualarına icâbetle:

“Ey Nûh! Sana ve seninle beraber bulunanların neslinden gelecek mü’min ümmetlere vereceğimiz selâmet ve bereketlerle gemiden in” buyurmuştur. (Hûd 11/48)

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

MÜMİN SURESİNİN TEFSİRİ

Mümin Suresinin Tefsiri

MÜMİN SURESİNİN FAZİLETİ

Mümin Suresinin Fazileti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.