Altınoluk Dergisinin Mart 2019 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 397. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin mart 2019 sayısının konusu; “Gençlerin Kalp Alemi” oldu.

Altınoluk dergisinin mart 2019 sayısının sunuşu şu şekilde;

Aziz Okuyucu,

Mart 397’nci sayımız, Altınoluk dergisinin 34. yılının ilk sayısı…

Altınoluk dergisinin 33 yıllık yayın hayatında Kur’an ve Sünnet çerçevesinde, ‘Müslümanın kişilik ve şahsiyet inşası’ meselesi hep ana gündem konusu olmuştur. Bu mânâda Altınoluk’un her sayısında yediden-yetmişe her insana bir mesaj ulaştırmanın gayreti vardır. Bunun yanında bazı konuların farklı yönleriyle daha sık gündeme alındığı da hemen farkedilecektir. Bu alanlardan birisi de “genç ve gençlik meseleleri” olmuştur. Taa başından beri, gençliğin maddi ve manevi hayatına yönelik birçok meselesi Altınoluk’un kapak gündemi olmuştur. Yayın hayatının hemen başında, 8. Sayımızda ‘Gençlik Kimliğini Arıyor’ kapağıyla, “Gençlikteki kimlik bunalımı”na dikkat çekmişiz. 12. Sayımız ‘Gençlik ve Tasavvuf’ kapağıyla, kimlik bunalımı yaşayan gençliğe, gönüllerini tamir, imar ve ihya edeceği peygamberî bir metodun yolunu göstermiş. 1992 yılı Ekim ayında ‘Din ve Gençlik’ kapağını, ‘saflar gençleşiyor’ alt başlığıyla ülkemizin geleceği adına bir ümit duası olarak sunmuşuz okuyucularımıza… 2011 yılının Haziran sayımızda ‘Evlad Paniği’ kapağıyla, sanal ve dijital ortamın hoyrat dünyasının tehlikelerine en üst perdeden dikkat çekerek, başta aileler olmak üzere bütün kesimleri adeta ‘yangın var’ feryadıyla uyarmışız. 313. sayımızda ‘Nasıl Bir Nesil, Nasıl Bir Gelecek?’ sözünü Müslümanın gündemine hayati bir seferberlik çağrısıyla taşımışız. 343. sayımızda eğitim hayatının içinde kaybolup giden gençlerimize dikkat çekmek için; “Türkiye’nin Gençlik Sınavı” konusuyla, içimizi yakan bir dert paylaşımında bulunmuşuz. 380. sayımızda, Müslümanın en temel kulluk vazifesi olan namazı, ertelenemez, vazgeçilemez bir kurtuluş reçetesi olarak, gençlerin gündemine taşımak adına ‘Gençlere Namaz Çağrısı’nda bulunmuşuz.

Ve bu ay bir kez daha ‘Gençlerin Kalp Alemi’ konusunu gündemimize taşımak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, gençlerin kalpleri ve gönülleri her zamankinden çok daha şiddetli ve ağır bir saldırı altında. Kalpleri kaydıran, gönülleri çelen zararlı ortamların, ışık hızında, evimizin en muhkem zannettiğimiz odalarına ulaştığı bir çağda bunu önemsemek çok daha hayati bir mesele. Biliyoruz ki, çocuklarımız bize birer emanet ve bundan hesaba çekileceğiz. Yine biliyoruz ki; her Müslümanın ‘Sadaka-i câriye olacak… arkasından duâ eden hayırlı bir evlât” yetiştirme gayreti kıyamete kadar devam edecek, etmeli de…

Allah yardımcımız olsun...

Rabbimize hamdolsun ki yeniden bir kutlu mevsimin arefesindeyiz. 8 Mart’ta kavuşacağımız üç ayların, tüm İslam alemine hayırlar, bereketler getirmesini niyaz ediyoruz. Resulullah Efendimiz’in (s.a.v.) duasının günlük virdimiz olması temennisiyle: “Ey Rabbim! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”

TEŞEKKÜR VE DUA

Altınoluk Dergimizin çocukluk ve gençlik yılları diyebileceğimiz 33 yıllık hizmet yolculuğunda bir nöbet değişimi söz konusu… Yazı İşleri Müdürümüz muhterem Ahmet Taşgetiren Bey, bu aydan itibaren görevini yeni bir kadroya devretmiş bulunuyor. Bir dergi için bereketli bir ömür diyebileceğimiz tam 33 yıl, heyecanından bir şey kaybetmeden, istikametini bozmadan, emaneti yere düşürmeden bugünlere taşımada çok büyük emekleri olan yol refikımız ve dostumuz Ahmet Bey’e dergi ailesi ve okuyucularımız adına teşekkürlerimizi arzederiz. Yüce Mevlâmızdan bundan sonraki hayatında sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde, daha güzel çalışmalar için fırsatlar ve imkânlar sunmasını niyaz ediyoruz…

Ayrıntılı bilgi altinoluk.com.tr’de...

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN GENÇLİK YILLARI

Peygamber Efendimiz’in Gençlik Yılları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.