20 Mayıs 2022 Cuma Hutbesi "Dijital Dünyada Değerleriyle Aile Olmak"

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 20 Mayıs 2022 tarihli ve "Dijital Dünyada Değerleriyle Aile Olmak" konulu cuma hutbesi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 20 Mayıs 2022 tarihli ve "Dijital Dünyada Değerleriyle Aile Olmak" konulu cuma hutbesi.

DİJİTAL DÜNYADA DEĞERLERİYLE AİLE OLMAK

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir.”[2]   

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam, meşru bir nikâh ile aile yuvası kurmamızı emreder. Aile hayatımızı adalet, merhamet, sevgi, saygı, güven gibi değerler üzerine bina etmemizi öğütler. İslam, gayr-ı meşru ilişkilere, hayâsızlığa, iffetsizliğe ve çirkinliğe sevk eden davranışlara ise asla izin vermez. Meşru bir nikâha dayanmayan hiçbir birlikteliği kabul etmez.

Kıymetli Müslümanlar!

Aile; iffetli, huzurlu ve güvenli bir hayatın temeli ve teminatıdır. Nefsimizi ve neslimizi emniyet altına alan, temiz ve sağlıklı bir toplumu inşa eden yegâne kurumdur. Aile, dünyanın sıkıntılarında, hayatın sarsıntılarında tutunulacak bir el, sığınılacak güvenli bir limandır. İnsanı insan kılan değerlerin öğrenildiği bir ahlak mektebidir. Kişiyi iyiye ve doğruya yönlendiren bir rehber; günahlardan ve kötülüklerden koruyan bir kalkandır.

Değerli Müminler!

Dijital dünyanın baş döndürücü hızla geliştiği bir dönemde yaşıyoruz. Elbette bu yeni mecranın pek çok imkânından yararlanıyoruz. Ancak bir yandan da özendirdiği hayat tarzının haz, hırs, tüketim ve bireyselleşme üzerine kurgulandığına şahit oluyoruz. Maalesef bu durumdan aile yapımız da derinden etkileniyor. Bazen sanal âlemin cazibesine kapılıp değerlerimizi yitiriyoruz. Gerçek hayatla bağımız koptukça ilişkilerimiz sanallaşıyor. Hatta kimi zaman en yakın dostumuz telefon ekranları, internet mecraları oluyor. Rahmet, sekînet ve muhabbet vesilesi ailemizden ilgiyi, sevgiyi ve muhabbeti esirgiyoruz. Dünyanın diğer ucundaki insanlarla iletişim kurarken, aynı sofraya oturduğumuz anne babamızdan, eşimizden, çocuklarımızdan gittikçe uzaklaşıyoruz.

Aziz Müslümanlar!

Aile, bir tercih değil; fıtri bir ihtiyaçtır. Aile kurmak ve aile olmak, Hz. Âdem’den bu yana Peygamberlerin sünnetidir. Aile kurumunun yerine ikame edilecek hiçbir sosyal yapı yoktur.

Algıların gerçeğe galip geldiği ve insanlığın fıtrata aykırı dönüşümlere zorlandığı günümüzde bize düşen, dijital dünyanın olumsuzlukları karşısında milli ve manevi değerlerimizi esas alan bir duruş sergilemektir. Yaşadığımız çağın gerçeklerinden kopmadan, dijital mecraların da esiri olmadan değerleriyle birlikte aile olmaktır. Peygamber Efendimizin ilgiye, sevgiye, şefkate, merhamete ve muhabbete dayalı aile yapısını hanelerimizde hâkim kılmaktır. Unutmayalım ki güçlü ve huzurlu bir aile, ancak milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmakla mümkündür.

 

[1] Rûm, 30/21.

[2] İbn Mâce, Nikâh, 1.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

HUTBEYİ İNDİR

PDF İçin TIKLAYINIZ>>>

WORD İçin TIKLAYINIZ>>>

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.