islam

Şehevî Reklamlarla Kazanılan Parada Hayır Olmaz

Nice firma, reklâmında şehevî unsurları kullanarak müşterisini cezbetmeye çalışıyor. Bunlar, parayla imtihandaki hazin aldanışlar…

Aile ve İş Hayatında İslâm

Allâhʼa güzel bir kul olabilmek için, İslâmʼı, hayatın hiçbir safhasında unutmamak gerekir. Bilhassa en büyük imtihanlara tâbî tutulduğumuz iş hayatında, âile hayatında ve beşerî münâsebetlerde… Zira müslümanlık, belli zaman ve mekânlara has bir merasim değil, ömrün her ânını tanzim eden bir hayat nizamıdır.

İslam Nasıl Kazanırsan Kazan Demiyor!

Günümüzdeki çarpık düşüncelerden biri de para kazanmak için İslam'ın hükümlerinden taviz verilmesinin kaçınılmaz hatta meşru olduğu düşüncesi. Bu gibiler için Allah-u Teala, Hucurat Suresi'nde "Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz?" buyuruyor.

Sâmi Efendi'nin Râbıta Hakkında Hakkındaki Beyânı

Allah dostlarıyla olan bu kalbî beraberliğin yanında zâhirî beraberlik de olabilirse, bu, “nûr üstüne nûr” olur. Fakat tasavvufî terbiyede kuru kuruya bir zâhirî beraberlik makbul ve yeterli değildir. Zira kimileri, bir mürşid-i kâmilin dizi dibinde bulunurlar da, gafletleri sebebiyle hiçbir hisse alamazlar.

İslamofobi'den Beslenen Bir Endüstri Var

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Özafşar, İslamofobi'den beslenen bir endüstri bulunduğunu belirterek, "Bu endüstriden beslenen çevrelere fırsat tanımamak lazım" dedi.

İslâm'da Râbıta Var mıdır?

Râbıta, muhabbeti dâimâ canlı tutmaktan ibârettir. Esâsen kâinatta râbıtasız hiçbir insan yoktur. Herkes birileriyle mutlakâ kalben irtibat hâlindedir.

Kapitalizm'e Karşı İslami Duruş Nasıl Olmalı?

Günümüzü esir eden şer sistemi Kapitalizm'e karşı nasıl bir İslami tavır takınmak gerekir?

Güçlü Olmak İçin İslam'dan Taviz Verilir mi?

Özellikle iktisâdi güç elde etmek, manevi hedefleri pratiğe dökebilmede önemli bir etken olarak kabul edilir. Peki güçlü olmak için İslam'dan taviz verilir mi? 

Metin Çakar'dan Kur'ân Ziyâfeti

Fatih Çollak ile Kuran-ı Kerim ve ve Tashih-i Huruf Derslerlerine misâfir olarak katılan Eyüp Sultan Camiî İmam Hatîbi Metin Çakar, okuduğu Kurân-ı Kerim tileveti ile dinleyenleri mest etti.

Hayattaki Zorluklara Karşı İki Yol

Yaşadığımız bu fânî hayat, ilâhî imtihan hikmetine binâen, bâzen kahır bâzen de lûtuf tecellîlerinin tezâhürüne sahne olmak­tadır. Asıl mârifet, irâdemizi Cenâb-ı Hakkʼın rızâsı istikâmetinde kullanarak, bütün bu kahır ve lûtuf tecellîlerinden kazançlı çıkabilmektir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.