Namazın Vâcibleri

Namazın Vacibleri, Namazın Farzlar kadar kesin olmamakla beraber kuvvetli bir delil ile yapılması emredilen şeyleri kapsar.

NAMAZIN VACİPLERİ NELERDİR?

Namazın Vâcibleri’ni şöyle sıralayabiliriz:

1- Namaza “Allâhu ekber” diyerek başlamak,

2- Farz namazların ilk iki rekatında, vitir ve nafile namazların her rekatında “Fâtiha” sûresini okumak,

3- Fâtiha’yı zammı sûreden önce okumak,

4- Farz namazların ilk iki rekatında, vitir ve nafile namazların bütün rekatlarında, bir sûre veya en küçük sûre kadar üç kısa âyet, ya da uzun bir âyet okumak,

5- Secdede alınla beraber burnu da yere koymak,

6- İki secdeyi peş peşe yapmak,

7- Ta’dil-i erkâna uymak, yani her rüknü usûlüne uygun yapmak,

8- Üç veya dört rekatlı namazların ikinci rekatından sonra oturmak,

9- İlk ve son oturuşlarda “et-Tehiyyâtü”yü okumak,

10- Üç ve dört rekatlı farz namazlar ile vitir namazında ikinci rekâtta “et-Tehıyyâtü”den sonra ayağa kalkmak,

11- Cemaatle kılındığı zaman sabah, akşam ve yatsı namazlarının birinci ve ikinci rekatlarında, ayrıca cuma ve bayram namazlarının bütün rekatlarında imamın, Fâtiha, sûre yahut ayetleri açıktan okuması,

12- Öğle ve ikindi namazlarının bütün rekatlarında akşam ve yatsı namazlarının birinci oturuştan sonraki rekatlarında kendi işiteceği kadar hafif bir sesle okumak,

13- Teravih namazında ve Ramazan’da teravihten sonra kılınan vitir namazında imamın “Fâtiha, sûre veya âyetleri” açıktan okuması,

14- İmama uyan kimsenin, “Fâtiha, sûre veya âyetleri” okumaması,

15- Vitir namazında “Kunut duası”nı okumak,

16- Bayram namazlarına ait ziyade tekbirleri almak,

17- Namazın sonunda sağa ve sola selâm vermek,

18- Gerektiğinde sehiv secdesi yapmak,

19- Namazda secde âyeti okunduğunda secde etmek.

Kaynak: İslam İman İbadet, Osman Nuri Topbaş

NAMAZIN ADABI NEDİR?

BENZER HABERLER

BEŞ VAKİT NAMAZ NASIL KILINIR? (TÜM NAMAZLAR)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.