Namazın Sonunda Okunan Dualar

Tahiyyatın ardından salli-bârikten sonra selam vermeden namazda okunabiliecek dular...

Tahiyyatın Ardından Salli-bârikten Sonra Okunacak Dualar

Kişi teşehhüd (tahiyyat duası) ve salli-bârikten sonra Kur’ân ve sünnette zikredilen dualardan Arapça olarak dilediğini okuyabilir. Bunlardan bazıları aşağıdaki dulardır.

Bu duaları namazda okumak isteyenler, tahiyyattan sonra ve selâm vermeden önce okumalıdır.

 Rabbena Duası

Okunuşu: “...Rabbenâ âtina fiyddünyâ haseneten ve fiyl’âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr.”

Anlamı: "…Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!"

Rabicealni Duası

Okunuşu: "Rabbic’alnî mukîmes salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâi."

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!”

Rabbenağfirli Duası

Okunuşu: "Rabbenâgfirlî ve li vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb."

Anlamı: “Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!”

Teveffeni Müslimen Duası

Okunuşu: "...Teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn."

Anlamı: “…(Ey Rabbim!) Beni müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”

Allâhümme İnnî Zalemtü Duası

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) bir gün Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e:

“–Yâ Rasûlâllah! Bana bir duâ öğretiniz de onu namazımda okuyayım!” dedi.

Allah Rasûlü (s.a.v.) de ona, “Şöyle duâ et!” buyurdular:

Okunuşu: “Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente, fağfir-lî mağfireten min indik, ve’rhamnî inneke ente’l-gafûru’r-rahîm

Anlamı:“–Allâh’ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız Sen’sin. Öyleyse tükenmez lûtfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihâyetsiz olan, yalnız Sen’sin!” (Buhârî, Ezân 149, Deavât 17, Tevhîd 9; Müslim, Zikir 48)

Ebû Bekir (r.a) bu duayı teşehhüd ve salli-bârikten sonra ve selamdan evvel okumuştur.

Allâhümmağfirlî Mâ Kaddemtü Duası

Hz. Ali radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazda, teşehhüd ile selâm arasında yaptığı duayı şöyle diyerek bitirirdi:  

Okunuşu: “Allâhümmağfirlî mâ kaddemtü vemâ ahhartü, vemâ esrartü vemâ a‘lentü, vemâ esraftü, vemâ ente a‘lemü bihî minnî, ente’l-mukaddimü ve ente’l-muahhir, lâ ilâhe illâ ente"

Anlamı: "Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur.” (Müslim, Müsâfirîn 201, Zikir 70. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 1, Daavât 10, Tevhîd 8, 24; Ebû Dâvûd, Salât 119, Vitir 25; Tirmizî, Daavât 32)

Alâhümme İnnî Eûzü Bike Min Azâbi’l-kabri Duası

Âişe (r.a) şöyle demiştir:

“Rasûlullah (s.a.v) namazın içinde (yani sonunda):

Okunuşu: "Allâhümme innî eûzü bike min azâbi’l-kabri ve eûzü bike min fitneti'l mesîhi'd deccâl ve eûzü bike min fitneti'l mehya ve fineti'l memeti. Allâhümme innî eûzü bike minel me'semi vel meğrami"

Anlamı: «Allah’ım, kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal’in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnele­rinden sana sığınırım. Allah’ım, günah işlemekten ve borçlu olmaktan sana sığınırım!»

diye dua ederlerdi. Bir kişi kendisine:

«–Borçtan ne kadar çok Allah’a sığınıyorsunuz?» dedi.

Bunun üze­rine Rasûlullah (s.a.v):

«–Kişi borçlandığında, konuşur ama yalan söyler, söz verir sözünde duramaz!» buyurdular.” (Buhârî, Ezân, 149)

İslam ve İhsan

KUR’AN’DA GEÇEN DUALAR

Kur’an’da Geçen Dualar

HADİSLERDE GEÇEN DUALAR

Hadislerde Geçen Dualar

NAMAZ DUALARI

Namaz Duaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.