Meşhur İslam Astronomları ve İcatları

Ortataçağlardan bu yana Astronomi bilimine ışık tutmuş Müslüman bilim adamları ve icatları...

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"İnsan ölünce, şu üçü dışında bütün amellerinin sevabı kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlat." (Müslim, Vasiyyet 14.) Kendileri vefat ettikten sonra dahi yaptıkları icatları büyük bir ilmin sadaka-i cariyesi olarak bırakan Meşhur İslam Astronomları...

MEŞHUR İSLAM ASTRONOMLARI VE İCATLARI

  • Maaşallah (? – 815) meşhur islam astronomlarındandır.
  • Battani (858 – 929) dünyanın en meşhur 20 astrononumdan biridir.
  • Ebu’l Vefa (940 – 998) meşhur bir astronomi bilginidir.
  • İbni Yunus (? – 1009) Galileo’dan önce sarkacı bulan astronomdur.
  • Beyruni (973 – 1051) dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamıdır.
  • Cabir Bin Eflah (12. yüzyıl) ortaçağın en büyük astronomlarındandır.
  • Necmeddinü-l Mısri (13. yüzyıl) çağının ünlü astronomlarından.
  • Bitruci (13. yüzyıl) Kopernik’e yol açan, öncülük eden astronomi bilim adamıdır.
  • Kadızade Rumi (1337 – 1430) çağını aşan büyük bir astronomi bilgini. Türklerin ilk astronomudur.
  • Şemsettin Halili (? – 1397) büyük bir astronomi bilginidir.
  • Uluğ Bey (1394 -1449) çağının en büyük astronomu, ünlü bir alim ve hükümdardı.
  • Ali Kuşçu (? – 1474) ünlü bir Türk astronomi bilginidir.
  • Takiyyüddin Er Raşit (1521 – 1585) İstanbul Rasathanesi’ni ilk kuran, çağından çok ileride ve asrın önde gelen astronomi alimidir.
  • Astronomi alanındaki  diğer meşhur İslam Alimleri: Muhammed Bin Musa (9. yüzyıl), Dinaveri (815 – 895), Sabit Bin Kurra (? – 901), Macriti (? – 1007), Zerkali (1029 – 1087), İbni Rüşd (1126 – 1198), Nasirüddin Tusi (1201 – 1274), Kazvini (1203 – 1283), Kemaleddin Farisi (? – 1320), Seyyid Ali Reis (? – 1562)

  islam-bilim musluman-bilim-adamlari

İslam ve İhsan

BİLİME IŞIK TUTAN AYETLER

Bilime Işık Tutan Ayetler

İSLÂM ALİMLERİ, İLİM MEDENİYETİNİN TEMELİDİR

İslâm Alimleri, İlim Medeniyetinin Temelidir

KUR’AN’IN MUCİZEVİ YÖNLERİ

Kur’an’ın Mucizevi Yönleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.