TARİHİMİZ

Malazgirt Meydan Muharebesi ve Alparslan'ın Nefs Muhasebesi

Alparslan, 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi’ne girmeden evvel, bembeyaz elbiseler giydi ve; “Bu benim kefenimdir!” dedi.

İmam-ı Azam'ın Ticaret Hayatı Nasıldı?

İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin ticaret hayatı nasıldı? İmam-ı Azam'ın ticaret hayatındanki misaller, bir müslümanın ticari hayatının nasıl olması gerektiğini özetli

Fatih'in Ayasofya Vakfiyesi Sergileniyor

Haliç Kongre Merkezi'nde açılan Kadastro Sergisi, çok sayıda padişah vakfiyesi ve tapuları göz önüne seriyor. Sergide en dikkat çeken belge ise 65 metrelik Ayas

Ashâb-ı Kirâmın Gençliği

Gençlik, Allah Teâlâ’nın kullarına lûtfettiği en büyük nimetlerden biridir. Gençlik devrinde insanın bedeni gibi aklı, zekâsı, hâfızası, idrâki, anlayışı ve his

Bayezid Camii’nin Kıblesindeki Keramet

Cümle kapısında Şeyh Hamdullah tarafından yazılmış bulunan kitabeye göre 1501-1506 yılları arasında beş yılda tamamlanan Bayezid Camii'nde ilk namazı Sultan Bay

Ebû Basîr Es-sekafî Kimdir?

Ebû Basîr es-Sekafî radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in “Ne yaman adam!” iltifatına mazhar genç bir sahabi!...

Sultan Iı. Abdülhamit'in Çektirdiği Fotoğraflar Sergi Oldu

Osmanlı sultanlarından Sultan II. Abdülhamit'in özel fotoğrafçı getirterek çektirdiği fotoğrafların yer aldığı sergisi, Edirne'de açıldı.

Peygamberimizin En Yakın Dostu!

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri'nin, Altınoluk Dergisi'nde yayımlanan yazısı "dostluk" konusuna değiniyor

Çivisiz Cami Yıllara Meydan Okuyor

Tokat'ın Zile ilçesinde 18. yüzyılda çivi kullanılmadan inşa edilen Elbaşıoğlu Camisi, mimarisiyle görenlerin dikkatini çekiyor.

Kur’ân-ı Kerîm’de Sahâbeleri Öven Âyetler

Kur'’ân–-ı Kerim’'de ashâb-ı kirâmı anlatan yüzden fazla âyet-i kerimeye rastlamak mümkün. Ancak biz Dr. Murat Kaya'nın bir araya getirdiği, haklarında ittifâk

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.