Kur'an ve Tefsir

Al-i İmran Suresinin 150. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 150. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Yardımcıların en hayırlısı, en iyisinin Allah olduğunu bildiren ayet; Al-i İmran suresinin 150. ayet

“Üzülme! Allah Bizimle Beraberdir” Ayeti

“Üzülme! Allah bizimle beraberdir” hangi olay üzerine nazil olmuştur? Tevbe suresi 40 ayetin Arapçası, okunuşu, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.

Al-i İmran Suresinin 147. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 147. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah yolunda sabreden müminlerin dualarından bir örnek verilen ayet; Al-i İmran suresinin 147. ayet

Al-i İmran Suresinin 139. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 139. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İnananların üstün olduğunu bildiren ayet; Al-i İmran suresinin 139. ayetinin meali ve tefsirini yazı

Ahkaf Suresinin Tefsiri

Dr. Adem Ergül, Ahkâf suresinin tefsirini yapıyor. Ahkâf suresinin tefsirini yazımızda dinleyebilir ve okuyabilirsiniz.

Al-i İmran Suresinin 130. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 130. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Faizi yasaklayan ayet; Al-i İmran suresinin 130. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsin

Gıybeti Mucip Olan Sebepler

Hucurât sûresinin 12. ayeti neden nazil olmuştur ve nelerden bahsetmektedir? Gıybeti mûcip olan başlıca sebepler şunlardır…

Hud Suresinin 113. Ayeti Kimleri Tehdit Ediyor?

Hûd sûresinin 113. âyeti sadece Müslümanları mı tehdit ediyor? Zulüm kaça ayrılır? Hûd sûresinin 113. âyetinde geçen “ve lâ terkenû” ifadesi ne anlama geliyor?

Al-i İmran Suresinin 118. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 118. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Müslümanlara düşmanlık eden kimselerin sır verilmemesini emreden ayet-i kerime; Al-i İmran suresinin

“Birbirinin Velisi Olmak” İfadesi Ne Anlama Geliyor?

"Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velîleridir" (Tevbe sûresi, 71) ayetinde geçen “Birbirinin velisi olmak” ifadesi ne anlama geliyor

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.