Hikâyeler

İlimsiz İrfan İrfansız İlim Ziyandır

Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin ilmî hüviyeti sâ­ye­sinde ulemâdan da birçok mürîdi vardı. Şeyhülislâm Hoca Sâdeddin Efendi, oğlu Es’ad Efendi gibi zâtlar, on

Bel'am Bauranın Hikayesi

Rivâyete göre, Şam’da yaşayan Kenânîler, özellikle de Belka Kabilesi kâfirdi ve Allah tanımazlıkta o kadar çok ileri gitmişlerdi ki, Cenab-ı Hakkın işareti ile

Şeyh Şibli Hazretleri İle Fırıncı Hikayesi

Vaktiyle bir fırıncı vardı. Hiç görmediği hâlde, Hak dostu Şiblî Hazretlerini hem çok seviyor hem de onu görmeyi çok arzuluyordu. Bu iştiyakla bir hayli ömür sü

'nefsin Kimyası'nda Ne Var?

Bir kimse Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin kimyâ ilmine vâkıf olduğunu duyarak Hazret-i Pîr’e geldi ve ona bu ilmi sordu...

Eski İstanbul Halkının Velilere Karşı Edebi

Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin en büyük kerâmetleri, cihan sultanlarını bu şekilde yönlendirebilmesi olmuştur. Bununla birlikte onun, erbâbının gönül hissiyâ

Osmanlı Türbedarlık Teşkilatının İlginç Vazifeleri

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Osmanlı’da türbedarlığın ne zaman başladığını, Osmanlı türbedarlık teşkîlâtı ve vazîfelerini anlatıyor.

Allah Sevgisi

İhsân, Allâh’a, O’nu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir.

Abide-i Hürriyet Anıtı Hangi Olay ve Kişiler Anısına Yapılmıştır?

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, son devir Osmanlı tarihine ışık tutan ve İstanbul’da açık hava müzesi hüviyeti taşıyan Âbide-i Hürriyet Anıtı’nı anlatıyor.

500 Senelik Bir Semt Hikayesi

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Mimar Sinan tarafından Kaptan-ı Derya Piyale Paşa adına “gemi şeklinde yapılan cami” ve bu caminin etrafında zamanla oluşan

Kuşbazlar ve Osmanlı'da Kuşçuluk

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu; Osmanlı'da kuş yetiştiriliciğini, güvercin bakımının ehemmiyetini ve kuşbazları anlatıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.