Altınoluk Dergisinin Şubat 2024 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 456. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Şubat 2024 sayısı “İnsanlık O Kıvama Muhtaç: MÜMİN YÜREĞİ” kapağıyla yayınlandı.

İnsanlık O Kıvama Muhtaç: MÜMİN YÜREĞİ” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 456. sayısının sunuş yazısı şöyle takdim edildi.

ÇARE, MÜMİN YÜREĞİDİR

İslam iki dünya mutluluğuna dair bir tekliftir. Teklif akla yapılır. Akıl teklifi kabul edip de dil ile ikrar, kalp ile tasdik ederse değişir ve dönüşür. O artık selim bir akıldır. Selim akıl, neyin doğru neyin yanlış olduğunu idrak ederek var oluş gayesine uygun bir yola girmiştir. İslam ile varoluş gayesini bulan ve selamete eren aklın imanı ile kalbini buluşturması ümit edilir.

İman, kalbin akılla buluşmasından sonra teşrif eden bir sultandır. Girdiği yeri genişletir ve sahibine nur bahşeder. İmanın girdiği kalp artık bir tasfiye sürecine dâhil olur. Kalpteki her türlü manevi virüs iman iksiri ile temizlenir. Kalbin kirleri gittikçe kalp arılaşır, durulaşır ve ışımaya başlar. Ortaya öyle güzel bir kıvam çıkar ki adına selim kalp derler.

Selim kalp, imanla genişleyen kalbin akleder hale gelmesidir. O kalbin ameli sâlih, bakışı ibret, sözü hikmet, düşünüşü tefekkürdür. İhsan kıvamına doğru sonsuz bir yolculuğa çıkmış bu kalp dostun da düşmanın da hayran olduğu mü’min yüreğidir. Mü’min yüreği Allah’ın yeryüzündeki muradının şâhididir. Şâhitlik, zalimi de mazlumu da görmek ve yardıma ihtiyacı olana ulaşmaktır.

Mü’min yüreği insanlığın vicdanının en asil ve temiz aynasıdır, çünkü nazargâh-ı ilahidir. O vicdan incindi mi yerin çıkaracağından ve göklerin getireceğinden korkmak gerekir. Mü’min yüreği diri bir yürektir; mazluma şefkatli, zalime çetindir. O yüreğin kıvamı dostu sevindirir, düşmanı korkutur. Mü’min yürek, inancın üstünlüğü ile temayüz etmiş bir yürektir. O yüreğin samimiyeti yaşadığı hakikatin mümessili olmasındadır.

Mü’min yüreğine muhtaç olduğumuz zamanlar yaşıyoruz. Güçlü ve itibarlının sefalet ve sefahati ayyuka çıktı. Uluslararası kurumlar çöktü. Küresel aklın ikiyüzlülüğü deşifre oldu. İnsan hakları, adalet ve eşitlik gibi söylemler iflas etti. Sadece soykırım ve zulüm değil, iffet, namus ve merhamet yoksunu bir organize kötülük iradeleri ve vicdanları meflûç etti. Allah’a ve mukaddese savaş açmış köksüz hümanist aklın insanı ve küreyi getirdiği yer dipsiz bir uçurumdan başka bir şey değildir.

Yaşanan bir insanlık krizidir. Krizin kaynağı modern cahiliyedir. Çare, mü’min yüreğidir. O, âlemlere rahmet Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin yüreğinin bir şubesi, Muhammedî ahlâkın mümessilidir. Yürekler yaşamaktan daha çok yaşatmak gayesi ile dopdolu bu yüreğe benzemedikçe krizden çıkamayız. Dünyanın her geçen gün daha çok kirlendiği, zalimin iyice pervasızlaştığı, mazlumun ahının arşa çıktığı bir zamanda mü’min yüreğinin talimi, temsili ve tebliği üzerimizdeki en büyük vecibedir.

Üç ayların bereketli iklimindeyiz, Ramazan’a hazırlanıyoruz. Bu ganimet mevsiminde şüphesiz her an kıymetlidir. Kandiller bu kıymetin zirveleridir. Miraç, namazlarımızın ihsan kıvamına ermesinin, Berat ise hayatımızı muhasebe ve murakabe ile taçlandırmanın bir fırsatıdır. Her iki gecenizi de tebrik ediyor, Ramazan’a hakkıyla erişebilmenin vesilesi bu güzel zamanlardan azami istifade niyaz ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.