Yemen Ablukası Gün Geçtikçe Can Alıyor

Yaklaşık 7 milyon kişinin uluslararası örgütlerin yardımıyla hayata tutunduğu Yemen'de abluka nedeniyle insani kriz büyüyor.

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin, Birleşmiş Milletler'in (BM) uyarılarına rağmen Yemen'deki tüm sınır geçişlerini 2 haftadır kapalı tutması nedeniyle ülkedeki insani krizin daha da büyüdüğü belirtiliyor.

Yemen'deki abluka üçüncü haftasında sürüyor. Koalisyon güçleri, Husilerin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a balistik füze atmasına karşılık 6 Kasım'da Yemen'deki hava, deniz ve kara tüm sınır geçişlerini "geçici" olarak kapattı.

İNSANİ YARDIMLARIN GEÇİŞİNE İZİN VERİLMİYOR

Abluka nedeniyle iki haftadır ticari ürün ve insani yardım malzemesi taşıyan gemilerin Husilerin kontrolündeki El-Hudeyde ve Es-Salif limanlarına ulaşmasına izin verilmiyor.

Aynı şekilde Sana Havalimanı'na da iki haftadır BM kuruluşları dahil uluslararası kurumlardan insani yardım taşıyan hiçbir uçak inmedi. Sana Havalimanı zaten bir yıldan uzun süredir sivil uçuşlara da kapalı durumda.

Suudi Arabistan'la tüm sınır geçişlerindeki yasakların kaldırılması konusunda günlerce süren istişarelere rağmen sonuç alınamadı.

BM ve birçok insani yardım kuruluşu, Arap koalisyon güçlerinin yürüttüğü ablukanın ülkedeki milyonlarca insanı toplu cezalandırmak anlamına geldiğini dile getirdi.

YENİ KRİZLER

Koalisyon güçlerinin Yemen limanlarını her türlü insani yardım ve ticari ürün girişine kapatması ülkede yeni krizleri de tetikledi.

Yemen'deki BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi tarafından hazırlanan raporda, limanların kapatılması nedeniyle ülkenin kuzeyindeki bölgelerde mazotun 20 gün, benzinin 10 gün içinde tamamen tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalınacağı kaydedildi.

150 BİN ÇOCUK HAYATINI KAYBETME TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA KALACAK

Uluslararası Kızıl Haç Komitesi'nin raporuna göre, Hudeyde, Taiz ve Sa'de kentlerine tankerlerle su taşınma işlemi durdu. Tankerle su dağıtımının devam ettiği Sana'da ise fiyatlar yüzde 133 oranında artmış durumda.

Yaklaşık 7 milyon kişinin uluslararası örgütlerin insani yardım programıyla hayata tutunduğu ülkede ablukanın sürmesi gıda krizinin de tehlikelere seviyelere ulaşmasına yol açabilir.

Krize ilişkin raporlarda, 150 bin çocuğun kötü beslenmeden dolayı gelecek birkaç ay içinde hayatını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı öngörülüyor.

KOLERADAN SONRA DİFTERİ SALGINI

Yıllardır süren çatışmalar ve yoksulluk nedeniyle daha önce de ciddi sağlık sorunlarının baş gösterdiği Yemen'de abluka nedeniyle çok sayıda ilaç ve sağlık malzemesini bulmak da imkânsız hâle geliyor.

Ülkede 27 Nisan'dan bu yana görülen kolera salgınında hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 208'e yükseldi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ülkedeki sağlık sorunları arasına şimdi de "difteri" salgınının eklendiğini bildirdi. DSÖ'nün açıklamasına göre, 120 şüpheli difteri vakasının tespit edildiği ülkede geçen hafta bu hastalık nedeniyle 14 kişi hayatını kaybetti.

BM'DEN SINIRLARI AÇIN ÇAĞRISI

BM'nin Suudi Arabistan'dan "insani yardımlar için girişlere izin verilsin" talepleri cevapsız kalıyor.

İnsani yardımların da durmasına neden olan abluka nedeniyle yüzlerce BM çalışanı iki hafta boyunca Cibuti'de beklemek zorunda kaldı. BM tarafından Yemen'de ablukanın kaldırılması talebiyle yayımlanan açıklamalarda, "Bu tutum, milyonların topluca cezalandırılmasıdır. Yemenlilerin hayatta kalmak için temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılması kabul edilemez. Bu durum, insani ilkeler ve hukukun ihlali anlamına gelir." ifadelerine yer verildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.