Allâh’ın Yardımını Celbeden Amel

Allâh’ın yardımı nasıl tecelli eder? Dikkat etmemiz gereken hususlar nelerdir?

Hazret-i İbrahim’i ateş yakmadı, Hazret-i İsmail’i bıçak kesmedi. Asr-ı saâdette kalabalık ve güçlü müşrikler, müslümanları yok edemedi. Çünkü;

İslâm tarihi boyunca görüyoruz ki;

Mü’minlerde fedâkârlık varsa, Allâh’ın yardımı tecellî eder.

Cenâb-ı Hak, Bedir’de olduğu gibi melekleri gönderir. Hendek’te olduğu gibi görünmeyen ordular indirir. Müşriklerin gönüllerine korku salar. Onlara mü’minleri iki kat gösterir. Türlü vesilelerle kullarına yardım eder.

Tarihte bu yardımların nice şâhidi vardır:

İstanbul’u fethetmek için sahâbe asrından itibaren seferler başladı. Nice muhasaralar gerçekleştirildi. Ancak sekiz asır geçtiği hâlde fetih bir türlü gerçekleştirilemedi.

Çünkü sarp kaleler, hendekler, denizle çevrilen kısma yaklaşmanın zorluğu, Haliç’in zincirlenmesi, surlardan dökülen kızgın yağlar, ateşler, deniz yolundan içeri girmesine mâni olunamayan yardımlar gibi nice maddî engel vardı.

Bu fethi Cenâb-ı Hak kime müyesser kıldı?

Hadîs-i şerifte müjdelendiği gibi; şuur ve fedâkârlıklarıyla; «Ne güzel!» methine lâyık bir emîre ve askerine…

  • Kendisini âdetâ fetihte fânî kılan; çocukluğundan itibaren fetih plânlarıyla büyüyen;

“–Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni alır!” diyerek, fetih aşkı ve iştiyâkından dolayı atını denize süren ve bu yolda şehîd olmayı göze alan Mehmed Hân’a ve;

  • Ateşler ve kaynar yağların döküldüğü, ölüm saçan surlara doğru koşarken;

“–Müjdeler olsun!.. Şehidlik sırası bize geldi!” diyen fetih askerine…

Hakikaten; İstanbul’un fethinde gemilerin dağlardan yürütülmesi gibi nice muzafferiyetler, Allâh’ın yardımıyla gerçekleşti.

Çanakkale’de bu ilâhî yardımı görürüz. Kibirli İngiliz ve Fransız gemilerini Boğaz’ın sularına gömen topçu atışı, maddî imkânlarla değil, fedâkârlığın sayesinde lutfedilen ilâhî yardımla müyesser olmuştur. Eldeki mevcut yirmi altı mayın, ilâhî te’yîd ile tam yerlerine yerleştirilmiştir.

Çanakkale Harbi’ndeki İngiliz kumandanı tarihçi Hamilton da, bu hakikati şöyle itiraf etmiştir:

“Bizi Türklerin maddî gücü değil, mânevî gücü mağlûp etmiştir. Çünkü onların atacak barutu bile kalmamıştı. Fakat biz, gökten inen güçleri müşâhede ettik!..”

Kulluk imtihanı her merhalede başka bir fedâkârlığı gerektirir. Zaferden sonra da, onu korumak için fedâkârlıklar îcâb eder.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2025 Ay: Nisan, Sayı: 242

İslam ve İhsan

ÖMER BİN ABDÜLAZİZ’İN (R.A) FEDÂKÂRLIĞI

Ömer Bin Abdülaziz’in (r.a) Fedâkârlığı

ALLAH YOLUNDA FEDAKARLIK İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Allah Yolunda Fedakarlık ile İlgili Örnekler

FEDAKÂRLIK OLMADAN GERÇEK BİR MÜMİN OLUNMAZ

Fedakârlık Olmadan Gerçek Bir Mümin Olunmaz

SAHABENİN BENZERSİZ FEDAKÂRLIKLARI

Sahabenin Benzersiz Fedakârlıkları

İSLAMIN FEDAKARLIK UFKUNU NASIL YAŞAYABİLİRİZ?

İslamın Fedakarlık Ufkunu Nasıl Yaşayabiliriz?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.