“TRT Diyanet Çocuk” Kanalı Yayın Hayatına Başladı

Türkiye’nin dini içerikli ilk çizgi film kanalı olma özelliği taşıyacak olan TRT Diyanet Çocuk kanalı yayın hayatına resmen başladı.

Türkiye’nin dini içerikli ilk çizgi film kanalı TRT Diyanet Çocuk, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) iş birliğinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katıldığı törenle yayın hayatına başladı.

TRT DİYANET ÇOCUK YAYINDA!

TRT Diyanet Kanalı bünyesinde kurulan ve "Kalplere Yolculuk" sloganıyla 24 özgün içerikle çocuklar için dini animasyon çizgi diziler üretecek "TRT Diyanet Çocuk" kanalı test yayınına başladı.

Hacı Bayram Veli Üniversitesi Itri Konferans Salonu'nda düzenlenen açılış programında konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, TRT Diyanet Çocuk kanalı üzerinde uzun zamandır titizlikle çalıştıklarını belirterek, "Türkiye'nin kamu yayıncısı olarak da çocukları her zaman 'bize emanet edilmiş kalpler ve zihinler' olarak gördük" dedi.

Sobacı, çocuklara yönelik tüm çalışmaları, psikolog, pedagog ve çocuk gelişim uzmanları eşliğinde yürüterek onların gelişimlerine katkı sağlayacak şekilde hassasiyetle hareket ettiklerini aktardı.

TRT Diyanet Çocuk kanalının yayın hayatına başlarken, yalnızca Türkiye'de değil, uluslararası alanda da kayda değer bir boşluğu doldurmak üzere yola çıktığını kaydeden Sobacı, "Kanalımız, vatan, millet, bayrak, din, dil, aile gibi ortak değerlerimizi; yaşları, algı düzeyleri ve ihtiyaçlarına göre hazırlanmış yapımlarımızla çocuklarımıza anlatacak" diye konuştu.

Sobacı, animasyonları 3-6 ve 6-12 yaş arasındaki okul öncesi ve eğitim öğretim grubundaki çocuklar için sahih ve muteber kaynaklardan süzerek hazırladıklarını belirterek, şefkat ve merhamet okyanusu İslam'ı, güzel ahlakı, iyiliği ve insani değerleri merkeze alacaklarını kaydetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.