terbiye

Mektupla İrşad Eden Allah Dostu

İletişimin mektuplarla yapıldığı geçmiş zamanlarda Allah dostları uzaktaki talebelerinin manevi eğitimlerini gönderdikleri mektuplarla yapmışlar ve bu irşadlarını usul olarak uzun yıllar kullandıklarını elimize geçen kayıtlardan biliyoruz. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri ile Seyyid Tâhâ el-Hakkârî Hazretleri arasında yapılan manevi mektuplaşmaları sizlerle paylaşıyoruz.

Tuvalet Temizleyerek Nefsini Terbiye Etti

Nefsini terbiye etmek maksadıyla mürşidi tarafından kendisine  verilen tuvalet temizleme vazifesini yerine getiren Mevlânâ Hâlid-i Bağdadi Hazretleri nefsinin, önüne çekmek istediği gaflet perdesini, ihlâs, samimiyet ve teslîmiyet sâikasıyla aşması...

Hakka Vasıl Olmak İçin Ne Yapmalı?

Mevlânâ Hâlid Hazretleri, bir sene süren yolculuktan sonra Delhi’ye (Cihânâbâd’a) vardı. Yol için yanına aldığı bütün eşyâyı fakirlere infâk etti.

Kızarak Değil İkna Ederek Vazgeçir

İnsanı iknâ ile ve empatik bir yaklaşımla terbiye etmek, hem fıtrî, hem insânî, hem de medenî bir terbiye yoludur. Muhatabı daha dinlemeden ve konuşturmadan, kızarak, bağırarak hatta ayıplayarak kötülükten alıkoymaya çalışmak, onu kötülüğün kucağına itmektir. Kaba kuvvete başvurmak, çoğu zaman fikrî ve duygu zafiyetinden ileri gelir. İnsanın duyguları bazen aklını örtebilir. Ona yardımcı olup aklının hâkimiyetine vesile olabilmelidir.

Günahkâra Düşman Olma!

Terbiyenin kişiye göre değişen sayısız yolları vardır. Birisi de ve belki en güzeli de muhatabı şoke edecek bir davranış güzelliği ile onun vicdanının sesini duymasına vesile olabilmektir. Ancak kimileri vicdanını o kadar kapatmıştır ki, bu sesi duyması imkânsız gibidir. Böylelerine ceza neyi gerektiriyorsa verilmek durumundadır. Bazen suçluya merhamet, daha büyük günahların ve zulümlerin teşvikine dönüşür. Mü’min, firâsetiyle kime nasıl davranılması gerekeceğini sezebilecek bir gönül kıvamına erişmelidir. Bunun da yolu takvâyı[2] artırmaktır.

İnsana Faydalı Olmak Neyle Başlar?

Peygamber Efendimiz yanına gelip ondan öğüt isteyen bir adama büyük ihtimalle bu kişide, öfke vasfı galip olduğundan, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) onun bu yönünü terbiye ederek faydalı olmasını sağlamıştır.

İstikbalimizin Güzel Olması İçin Ne Yapmalıyız?

Dünya hayatında insanın istikbâline tesir edecek en mühim müessirler nelerdir?

Bir Baba Çocuğuna Nasıl Davranmalı?

Babaların akıllı, şuurlu ve sorumlu davranarak çocuklarıyla güzel bir iletişim içinde olmaları elzemdir. Onları suçlamadan, geniş bir hoşgörüyle ve onların yerine kendisini koyarak çocuklara yaklaşmak ve onlarla ortak bir dil yakalamak gerekmektedir. Babalar; tatlı-sert bir tâkiple, yapıcı ve ibretli anlatımlarla çocukların gönlüne girmelidir. Evlâtlarının ruh dünyasına inme, kalbini fethetme; babaların asıl hedefleri olmalıdır.

Edeple Gelenin Boş Dönmediği Kapı

Dergâhlar gönül cevherini Leylâ’dan Mevlâ’ya çeviren ocaklardır. Dünya sevgisini gönül tahtından indirip Mevlâ’nın hâkimiyetini orada hâkim kılmaya çalışırlar. Dergâhlar, insanların ünvanlarına, makamlarına ya da mallarına göre itibar gördüğü yerler değil, takvâlarına, hallerine ve gönüllerine göre ağırlandıkları mahallerdir. Bu ulvî terbiye ocağına tevâzu ve hiçlikle gelenler lütufla dönerler. Ancak dolu gelenler boş dönmek durumunda kalırlar.

Herkese Örnek Olan 'din Kardeşliği'

Selmân -radıyallâhu anh- din kardeşliği hukûkuna çok riâyet ederdi. Hattâ vâlisi olduğu Medâin’den tâ Şam’a kadar yürüyerek gidip kardeşi Ebu’d-Derdâ’yı ziyarette bulunurdu.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.