şebnem dergisi

Ramazan Günlüğü

Ramazân-ı Şerîf bambaşka bir rahmet iklimi, müstesnâ bir mağfiret mevsimidir… Cenâb-ı Hakk’ın biz kullarına büyük bir ihsânı, muazzam bir lûtfudur.

Zor Zamanlarda Sağlam Dayanak

Zor dönemlerden geçiyoruz. Asırlar öncesinden anlatılan, şerlerinden emin olmak için duâlar yapılan, sağlam kulplara sarılıp evlerimize çekilmemiz tavsiye edilen “şedîd” zamanlardayız…

Kim Doğru Kim Yanlış Bilinemeyecek

Bir müslüman fitne zamanında nasıl hareket etmeli? Fitneden nasıl uzak durulur? Peygamber Efendimiz fitneyle ilgili neler buyurdu? İşte fitneyle ilgili bilmemiz gerekenler...

Kureyş Sûresi Meâli ve Tefsiri

Zehra Eriş Hanımefendi, Şebnem Dergisi'nin Nisan sayısında Kureyş Sûresi tefsirinin ikinci bölümünü kaleme aldı. Mart ayında ilk iki ayetin tefsirini kaleme alan yazar, bu ay da diğer iki âyet-i kerimeye değiniyor.

Çocuk Eğitiminde Sınır Koymak

Çocuk eğitimde konulacak birtakım sınırlar, çocuklarımızın güzel bir ahlak, olgun bir karakter ve şahsiyet sahibi insan olarak yetişmesi ve güzel davranış modelleri geliştirmesi için gereklidir.

İslâm'ı Tebliğ Ederken Nasıl Bir Üslup Kullanmalıyız?

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Şebnem Dergisi'nin Mart sayısında İslâm’ı Nezâketle Sergilemek başlıklı bir makale yayımlandı.

Mükemmel Tedbir!

Doğan her bebekte yeni bir yüz seyretmekteyiz. Yüce bir kudreti, azameti ve sınırsız bir ilmi temâşâ etmekteyiz… Bu yazıda Dr. Betül Nefise İnal "Cinsiyetlerin Korunma Mucizesi"ni anlatıyor.

Anadolu'nun Dertli Yiyeceği "çiğ Köfte"

Çiğ köfte, geleneksel mutfak kültürümüze katkısı olan en önemli damak tatlarımızdan birini oluşturuyor. Geçmişi, rivâyetlere göre, Hazret-i İbrahim Peygamber’e kadar uzanan ve Urfa ile bütünleşmiş olan çiğ köfte, ülkemizin en önemli yemek sembollerinden biri hâline geldi. Bugün acılı ve acısız, etli ve etsiz şekilde yapılan çiğ köftenin ortaya nasıl çıktığını ve yapılış şekillerini Şebnem Dergisi yazarı Nejla Baş anlatıyor.

Geçim Sıkıntısının Sebebi Nedir?

Muhterem Osman Nûri Topbaş  Hocaefendi, Şebnem Dergisi'nin Şubat sayısında, gelir sıkıntısının sebeplerine bir menkıbe ile değiniyor. Helâl lokmanın hem isrâf olmayacağını hem de geçim sıkıntısına sebep vermeyeceğine değinen Hocaefendi, yazıyı Hazret-i Ali'nin bir duası ile bitiriyor.

Zülkarneyn Aleyhisselâm'ın Vasiyeti

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Ocak ayında yayınlanan "Hayırla Yâd Edilmek" başlıklı makalesini istifadelerinize sunuyoruz. Hayırla yâd edilmenin ipuçlarını bulacağınız yazıda, Hocaefendi, dâima amel-i sâlihlerde bulunmanın öneminden bahsediyor. 

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.