mahremiyet

Mahremiyetin Önemi Nedir? Mahremiyet İhlali Ne Demek? Mahremiyet Sınırları Nelerdir?

Günümüzde mahremiyet sosyal medya dolayısıyla ciddî bir yara almış durumda. Maalesef insanlar, başkaları tarafından beğenilmek veya gündemde kalabilmek için ahlâkî hassasiyetleri hiçe sayabiliyor, mahremiyeti ihlâl eden paylaşımlar yapabiliyorlar. Bu hususta Müslümana düşen vazifeler nelerdir? Mahremiyetin önemi nedir? İhlâli ne demek? Sınırları nelerdir? Osman Nuri Topbaş Hocaefendi cevaplıyor...

Ev İçi Mahremiyet

İslâm’da “sedd-i zerâyî” denilen bir mefhum vardır. Yani harama giden veya götüren yolları tıkamak/kapatmak... Bunu yapmak ferdin elindedir. Fertler bu hassasiyeti taşıyıp uyguladıkça, önce kendilerinin, sonra toplumun harama meyli azalacaktır.

Haçlı Seferleri Sosyal Medya Üzerinden Devam Ediyor

Sosyal Medya Uzmanı Dr. Murat Dağıtmaç sosyal yani dijital ortamın çocuklar ve aile üzerindeki etkilerini, toplumda başlattığı sıkıntılara değiniyor. "Haçlı Seferleri dijital ortamda da devam ediyor” diyen Sosyal Medya Uzmanı Dr. Murat Dağıtmaç'ın röportajı...

Çocukluk Döneminde Mahremiyet Eğitimi

Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ilden gelen 250 din görevlisine, hadis ve ayetlerle desteklenen "Mahremiyet Bilinci ve Çocukluk Döneminde Mahremiyet Eğitimi" verdi.

Nazara ve Hasede Davetiye Çıkarma!

Fıtratımız gereği, hüznümüzü, sevincimizi yakınlarımızla paylaşma ihtiyacı duymamız tabiîdir. Fakat günümüzün baş döndürücü paylaşım ağında nice gayr-i tabiî durumlar sergilenmekte maalesef…

En Fena İnsan Mahremiyetini İfşa Eden Kimsedir

Bugün televizyonlarda ve sinemalarda hiçbir İslâmî ve insanî endişe taşımadan gösterilen ahlâk dışı filimler, hadisimizin anlatılmasını yasakladığı hâlleri bütün mahremiyetiyle gözler önüne sermek suretiyle insanların iffet duygularını en ağır şekilde yaralamaktadır.

Peygamberimize Ait Her Şey Onun Kalbinde

Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, gönlünü, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in kalp âlemini yansıtan berrak bir ayna hâline getirmişti. Bu itibarla o, Peygamber Efendimiz’de fânî olmanın en müşahhas numûnesi oldu. Bu fânî oluş sâyesinde de, Fahr-i Kâinât Efendimiz’e âit her şey, onun kalbinde çok derin bir mânâ kazandı.

Yaşadığımız Manevi Huzursuzlukların Sebebi

Maalesef günümüzde, mahremiyet hassasiyetinin zaafa uğradığı, daha ziyade varlıklı kimselerin çağrılıp fakir-fukarânın unutulduğu, âdeta israf çılgınlığına ve güç gösterisine dönüşen ve bir kıyafet defilesini andıran merasimlere sıkça rastlanmaktadır. Bunlar ise ilâhî rahmeti uzaklaştırıp gazabı üzerine çeken manzaralardır.

Sosyal Medyada Neyiz?

Sosyal medyada ne olduğunuz merak ediyor musunuz? Cevabınız "evet" ise o zaman bu makaleyi mutlaka okumalısınız.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.