Suriyeli Cene'nin Büyük Dramı

Suriye'de Esed rejiminin füzeli saldırısında yüzünün tamamı ve vücudunun bir kısmı yanan, sol eli ile sağ elinin parmaklarını kaybeden 3 yaşındaki Cene, geçirdiği 7 ameliyatın ardından yaşama tutunmayı başardı.

Suriye'de 5 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta, çok sayıda çocuk ya hayatını kaybediyor ya da savaşın acı izlerini bedeninde taşımak zorunda kalıyor.

Esed rejiminin yaklaşık 6 ay önce Halep kentine düzenlediği füzeli saldırıda yüzünün tamamında ve vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar oluşan, sol elini kaybeden, sağ elinin parmakları kopan 3 yaşındaki Cene, bu acıyı minik bedeninde taşıyan çocuklardan sadece birisi.

Cene, annesi Menaz Şehabi ve iki kardeşiyle evde bulunduğu sırada füzeli saldırıya maruz kalmış. Saldırıda evleri yanarken, Cene'nin yanı sıra annesi ve iki kardeşi de yaralanmış. Durumu çok ağır olan küçük Cene, babası Muhammed El Kaddur Hac Abu tarafından annesi ve 4 kardeşiyle birlikte Türkiye'ye getirilmiş.

Kilis'ten ambulansla İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine sevk edilen küçük Cene, yaşamından ümit kesilmesine rağmen, yaklaşık 4,5 ay yoğun bakım tedavisi ve geçirdiği 7 ameliyat sonrası hayata yeniden bağlandı.

Küçük yaşına rağmen tarif edilemez acı yaşayan küçük Cene'nin ailesi kızlarının eski görünümüne kavuşamayacak olduğunu bilmelerine rağmen Türkiye'de estetik veya yüz nakli olacağı günü sabırsızlıkla bekliyor.

ALLAH'A ŞÜKRETTİKSURİYELİ_CENEN-2

Baba Muhammed El Kaddur Hac Abu, çok acı günler yaşadıklarını ancak yine de Allah'a şükrettiklerini söyledi. Küçük kızı Cene'den Suriye'deki doktorların umutlarını kestiğini belirten Hac Abu, şöyle devam etti:

"Durumu çok kötüydü. Buraya geldik ve doktorlarımız Cene ile yakından ilgilendi. Kızım 7 ameliyat geçirdi, hayati tehlikesini atlatarak şu anki durumuna kavuştu. Buradaki tedavimiz tamamlandı. Şu an eşim ve diğer çocuklarımın bulunduğu İstanbul'a giderek orada tedavimizi sürdüreceğiz. Buraya geldiğimizde çok kötü durumdaydık ve kızımdan umudu kesmiştik. Doktorlarımıza, hastane yetkilileri ve Recep Tayip Erdoğan'a çok teşekkür ediyoruz. Bizimle ilgilenen herkesten Allah razı olsun."

Hac Abu, kızının küçük olduğunu ve şu an için yapılabilecek tedavinin gerçekleştirildiğini anlatarak, "Kızıma estetik veya yüz nakli yapılabilir mi bu konuda yetkililerden yardım bekliyoruz." dedi.

YÜZ KASLARI TAMAMEN YANDI

Cene'nin doktoru, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Cocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Demircan da Suriyeli Cene'nin hastaneye, ağırlıklı yüz olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde ağır derece yanıkla geldiğini söyledi.

Prof. Dr. Demircan, tedaviyle yaraların tamamen kapatıldığını aktararak, şöyle devam etti:

"Yaraların kapanması Cene'nin tamamen iyileştiği anlamına gelmiyor. Çünkü kulak, göz ve burunda yanıklar mevcuttu. Ayrıca yüz kasları tamamen yandığı için mimik ve yüz kaslarıyla ilgili sorunlar söz konusu. Bunların hepsinin estetik açıdan ileride çözümleri söz konusu olacak. Cene'nin ilk aşamadaki hayatını kurtarma ve yeniden hayata döndürme çalışmaları, yarayı tamamen kapatma süreci bitti. Ancak Cene'nin önünde daha tedavi aşamaları söz konusu. Bunlardan da en önemlisi estetik düzenlemeler olacak. İleride kafa ve vücut yapısı tamamen ortaya çıktıktan sonra çeşitli estetik operasyonlardan tutun da el ve yüz nakline kadar gidebilecek süreçler Cene'yi bekliyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.