Briket Evler Savaştan Kaçan Suriyeli Ailelere Yuva Oluyor

Suriye'deki savaş nedeniyle çeşitli bölgelerden kaçıp Türkiye sınırına yakın noktalara gelen Suriyeli aileler, zor şartlarda yaşam sürdürdükleri çadır kamplardan İdlib'de inşa edilen briket evlere yerleştiriliyor.

AFAD ve Hatay Valiliği koordinesinde Türk sivil toplum kuruluşları ile uluslararası yardım derneklerinin desteğiyle İdlib kırsalına yapılan briket evlere yerleşen aileler, özellikle kış aylarında su baskını yaşadıkları ve çamur içinde kaldıkları çadırlardan kurtuluyor.

İçerisinde okul ve ibadethane de bulunan yerleşkede, tamamlanan 57 bin evden 52 bini Suriyeli ailelere teslim edildi. Toplam 77 bin ev projesinin yapıldığı bölgede, yaklaşık 9 bin briket evin inşası sürüyor. Yapımı devam eden evler de peyderpey tamamlanarak ihtiyaç sahibi ailelerin kullanımına sunulacak.

Yeni yuvalarına kavuşan aileler Türkiye'ye minnettar

Kemmune Recep Tayyip Erdoğan Yerleşkesi mahalle temsilcilerinden Enver Ali Arif, AA muhabirine, daha önce 4 yıl çadırlarda yaşadığını söyledi.

Ev için Türkiye'ye teşekkür eden Arif, şöyle konuştu:

"İdlib'in güneyindeki köyümüzden 4 yıl önce savaştan kaçıp çadıra yerleşmiştik. Çadırda yaşam çok zordu. Çok şey değişti. Çadırlarda yılan, akrep gibi yabani hayvanlardan korunamıyorduk. Bir nevi haşerelerin içinden çıkıp bu beton evlere yerleştik. Çadırda yaşarken her yer çamurdu. Şimdi üstü beton, altı beton. Briket bir eve geldik. Savaştan önce yaşadığımız evler gibi. Banyosu, tuvaleti, mutfağı her şeyi var. Çadırda yaşadığımız hayattan yüz kat daha iyi. Burada kendimizi köyümüzde gibi hissediyoruz. Savaşın bitmesini ve köyümüze dönmeyi çok isteriz. Bizleri çadırlardan çıkarıp evlere kavuşturan, yaşantımızın güzelleşmesini sağlayan Türk halkına, hayırsever derneklere çok teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımızı sunuyoruz."

Ailesiyle briket eve yerleşen 5 çocuk annesi Edibe Avad da yaklaşık 4 yıldır Türkiye sınırı yakınlarında İdlib kırsalında çadırlarda yaşadığını dile getirdi.

Briket eve 3 ay önce geçtiklerini anlatan Avad, "Briket evlerde yaşamak çadırlarda yaşamaktan çok çok iyi. Çadırlarda çamurun, suyun içinde yaşıyorduk. Çoğu zaman çadırımız çöküyordu. İç savaşın başından bu yana 7 kez yer değiştirdik. Şimdi briket eve geçtik, çok şükür. Burası eski yaşadığımız köy, mahalle gibi. Türkiye'den, Recep Tayyip Erdoğan'dan Allah razı olsun. Allah Türkiye'ye zeval vermesin." ifadelerini kullandı.

"10 yıldır sürekli yer değiştirdik"

Yatağa bağımlı eşiyle briket eve taşınan 90 yaşındaki Abdulcabbar Ahmed Avar da eşinin 4 yıldır felçli olduğunu anlattı.

Avar, yaklaşık 2 aydır briket evde yaşadıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"4 yıl önce oğlum uçaktan atılan bombayla hayatını kaybetti. Şu an bize bakan kimse yok. Savaşın başından bu yana 10 yıldır sürekli yer değiştirdik. İnşallah burası son yerimiz olur ve savaş bitince evimize döneriz. Çadırda yaşam çok zordu. Sıcak, soğuk ve haşerelerle mücadele edemiyorduk. Bu evler için çok çok minnettarız."

Zeynep Avar da evler için Türkiye'ye teşekkür ederek, "Oğlum öldükten sonra acısına dayanamadım ve felç geçirdim. Şu an ayağa kalkamıyorum. Acılarım var, belden aşağım tutmuyor. Bizi çadırdan kurtaran Türkiye'den Allah razı olsun." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.