Türkiye'de Doğan Suriyeli Çocuklar Topluma Entegrasyon Sorunu Yaşamıyor

Uluslararası Göç ve Mülteci Derneğinden (IMRA) eğitim ve kariyer destek uzmanı Hene İbo Numan, Türkiye'de dünyaya gelen Suriyeli çocukların topluma entegrasyonda sorun yaşamadığını söyledi.

Suriyeli çocukların Türk toplumuna entegrasyonu için çalışmalar yürüten Numan, Türkiye'de yaşayan Suriyeli çocuklar ve gençlere yönelik entegrasyon çalışmalarını anlattı.

Numan, Türkiye'de doğan Suriyeli çocukların, savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen çocuklara göre uyum sorunu yaşamadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de doğan Suriyeli çocuklar anaokulu ve ilkokulu burada okudukları için Suriye'de eğitime devam ederken gelen çocuklar gibi sorun yaşamıyor. Bu çocuklar hem düşünce hem eğitim hem de dil açısından Türk toplumunu tanıyor ve uyum sorunu yaşamıyor. Çocukların sadece yönlendirilmesi, doğru yolun gösterilmesi gerekiyor. Psikolojik ve eğitim desteği almaları faydalı oluyor."

Suriye'de doğup savaştan kaçarak gelen çocukların daha çok desteğe ihtiyaç duyduğunu kaydeden Numan, "Biz de bu uyum problemlerini yaşadık. 19 yaşındaki kızım Suriye'de eğitime başlayıp Türkiye'de devam etti. Bu yaşlardaki çocuklar Türk okullarına geçerken dil açısından sıkıntı yaşıyordu." dedi.

"Savaştan geldiklerinde 8 yaşında olanlar, artık Türkiye'de doğan Suriyeli çocuklara destek oluyor"

Numan, IMRA'nın Suriyeli çocukların topluma entegrasyonu ve eğitimi konusunda faaliyetlerde bulunduğunu aktararak, üniversite öğrencilerinin, göçmen çocuklara derslerinde gönüllü yardım ettiği "Ödevime Yardım Eder Misiniz?" adlı proje yürüttüklerinden bahsetti.

Entegrasyon çalışmalarına küçük yaşlarda başlamanın önemine dikkati çeken Numan, şunları dile getirdi:

"Türk öğrencilerden büyük ağabey ve ablalar, üniversitelerden gelip göçmen öğrencilerle vakit geçiriyor. Gerçekten ağabey, kardeş gibi oldular. Bahsettiğim çocuklardan bazıları ortaokuldaydı şu an üniversiteye başladı. Bu zamana kadar birbirlerini unutmadılar, hiç kopmadılar, yola beraber devam ediyorlar. Bir sıkıntı yaşıyorlarsa yine ağabeyleri ve ablalarıyla iletişime geçiyorlar."

Üniversiteye hazırlanan Suriyeli gençlere yönelik de eğitim destek faaliyetleri düzenlediklerini anlatan Numan, "Üniversiteye hazırlanan Suriyeli çocuklar Türkiye'ye geldiklerinde 8 yaş civarındaydı. Aslında en çok sıkıntıyı onlar çekti, dil travması, uyum sorunu yaşadılar. Onları Türk toplumuna entegre etmek için birçok faaliyet yürüttük. Savaştan geldiklerinde 8 yaşında olanlar, artık Türkiye'de doğan Suriyeli çocuklara destek oluyor çünkü birbirlerinin yaşadığı sıkıntıları anlıyorlar." diye konuştu.

Numan, Suriyeli öğrencilerin en çok lise çağında okul bıraktığı bilgisini paylaşarak, "Şu an lise öğrencisi gençler uyum konusunda çok sıkıntı yaşadı çünkü Türkçe bilmiyorlardı. Bu yüzden okulu bırakanlar çok oldu. Türk çocuklar yüzünden değil. Çocuklar bir şekilde anlaşıyor. Dil konuşmazsa el konuşur, omuz konuşur, ayak konuşur. Göçmen olsun Türk olsun fark etmez." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'de dünyaya gelen Suriyeli çocukların, kendilerini Türk gibi hissettiğini dile getiren Numan, "Burada doğan küçük çocuğum Muhammed de 'Benim bayrağım kırmızı. Ben bu devlette polis olacağım' diyor. Bu dikkat çekici. Burada doğan erkek çocuklar, hep asker olmak istiyor. 'Siz Suriye'yi koruyamadınız, biz Türkiye'yi korumak istiyoruz' diyorlar." dedi.

"Refakatsiz çocuk, hayatı istikrarlı olmayan çocuk demek"

Refakatsiz Suriyeli çocukların durumuna da ilişkin Numan şunları aktardı:

"Türkiye'de çok sayıda refakatsiz çocuk var. Dayısı veya amcasıyla gelen çok çocuk var. Bu çocuklar normal bir hayat yaşamıyor. Hepsinin travmaları var. Bazıları hala kabuslar görüyor. Bazıları eğitim imkanlarına erişemiyor. Onlara eğitim vermekte zorlanıyoruz. Bir de refakatsiz çocuk, hayatı istikrarlı olmayan çocuk demek. Bu çocuklar hayatı 'Bugün amcamın, yarın teyzemin evindeyim. Ondan sonra nerede olurum bilmiyorum' şeklinde yaşıyor. Bu çok zor."

Numan, yaptıkları eğitimlerde refakatsiz çocukların anne aradığını fark ettiklerini belirterek, "Çocuklarla profesyonel ilişki kurmak gerekiyor. Bize bağlandıklarında tekrar ayrılma travması yaşayabiliyorlar. Bu çocukların bir daha travma yaşamaması için psikolojik destek de veriyoruz, başarılı da oluyoruz ancak yaşadıklarının izleri kalıyor." dedi.

Dernekte ailesi olmayan çocuklar için aile ortamı oluşturduklarını dile getiren Numan, "Tüm yaş gruplarında uyum önce kendine uyum sağlamakla başlıyor. Ben kendimi tanımazsam, kendimle barışmazsam, kendimi sevmezsem nasıl başkasını sevebilirim? Biz çocuklara önce bunu öğretiyoruz. Sen çok değerlisin diyoruz. Herkesle özel ilgileniyoruz." ifadelerini kullandı.

Numan, sözlerini, "Göç, güçten gelir, göç zenginliktir. Bir göçmen gördüğümüzde 'ne verebilirim?' diye değil 'ne alabilirim?' diye sorarsak hayatı çok güzel bir yere getirebiliriz. Gençleri çok verimli toprak olarak görüyorum. Çocuklar hem Suriye hem Türkiye için geleceği temsil ediyor." diye tamamladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.