Suriyeli Ailenin Boş Dükkanda Hayat Mücadelesi

Terör örgütü YPG/PKK’nın işgal ettiği Suriye’nin Rakka kentinden kaçmak zorunda kalan Hatice Ali, eşi ve 8 çocuğuyla, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki boş dükkanda hayat mücadelesi veriyor.

Terör örgütü YPG/PKK’nın işgal ettiği Rakka kentinden kaçmak zorunda kalan 8 çocuklu Suriyeli aile, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde soğuk havada boş dükkanda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.

Bölgedeki iç savaş ve terör örgütünün baskıları nedeniyle Türkiye’ye sığınan Hatice Ali ve ailesi, yaklaşık 5 yıl önce Akçakale’de kiraladıkları evde yaşamaya başladı. Bir süre sonra eşinin rahatsızlanıp çalışamaması nedeniyle kiralarını ödeyemeyen aile, buradan çıkarak boş bir dükkana yerleşti.

“BATTANİYELERE SARILIP SOĞUKTAN KORUNMAYA ÇALIŞIYORUZ”

İki parça halı, battaniye, birkaç yatak ve mutfak malzemesi ile eski buzdolabından başka eşyaları olmayan aile, elektriği ve sobası bulunmayan dükkanda, hayırsever kuruluşlar ile komşularının verdiği malzemeler ve yemeklerle karınlarını doyuruyor.

Yaşları 4-15 arasında değişen 8 çocuğu bulunan Hatice Ali, yaklaşık 5 yıl önce Rakka’da uçakların bombardımanı sonucu evlerinin bir kısmının yıkıldığını, olaydan kendilerinin şans eseri kurtulduğunu söyledi.

Bunun üzerine Türkiye’ye kaçmaya karar verdiklerini anlatan Ali, iki gün boyunca çok zor şartlarda, bazen araçlarla, bazen yürüyerek ülke sınırındaki Akçakale’ye geldiklerini belirtti.

Her şeye rağmen Türkiye’de olmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Ali, “Eşim şu an rahatsız, tedavi için Gaziantep’te. Çocuklarımla bu dükkanda yaşıyorum. Ne elektriğimiz var ne sobamız. Hayırsever vatandaşların verdiği battaniyelere sarılıp soğuktan korunmaya çalışıyoruz. İnşallah iç savaş biterse ve teröristlerden temizlenirse yeniden topraklarımıza döneriz.” dedi.

“ANNEM BENİ GÖREMEDEN ÖLMEKTEN KORKUYOR”

Ali, evini, Suriye’de yaşayan ailesini ve akrabalarını çok özlediğini söyledi.

Ancak Rakka’nın terör örgütü YPG/PKK’nın kontrolünde bulunmasından dolayı ülkesine gidemediğini anlatan Ali, “Yaklaşık 5 yıldır, Rakka’da yaşayan annem, hasta babam ve kardeşlerimi görmüyorum. Dün annemle telefonla konuştum, bana ‘Seni görmeden ölmekten korkuyorum’ dedi. Bu beni çok üzdü.” ifadelerini kullandı.

Hatice Ali, Türkiye ve Türk halkına da yardımlarından dolayı teşekkür etti.”

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

SURİYE BU HALE NASIL GELDİ?

Suriye Bu Hale Nasıl Geldi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.