2017-12-22 10:12:21 [S.K.] 7,547
Yüksek yer, atın yelesi ve horozun ibiği anlamlarındaki "a-r-f" kökünden türeyen "a'râf" din dilinde, cennetle cehennem arasındaki perdenin (sûr/duvar) yüksek yerleri demektir. A'râf, aynı zamanda Kur'ân'ın yedinci sûresinin adıdır. İyilik, lütûf, bilme, tanıma, akıl ve dinin iyi ve güzel gördüğü şey anlamına gelen "örf" kelimesinin çoğulu da "a'râf"tır. A'râf kelimesi, Kur'ân'da iki âyette geçmektedir (A'râf, 7/46, 48). Bu âyetlerde, A'râf'ın cennetle cehennem arasında bir yer olduğu, burada henüz cennete girmeyen ancak girmeyi uman kimselerin bulunacağı ve bu kimselerin cennet ve cehennem halkı ile konuşacakları bildirilmiştir. (bk. Ashâb-ı A'râf)
2017-12-22 10:08:03 [S.K.] 3,394
Sözlükte "iki gözü görmeyen kimse" anlamına gelen a'mâ kelimesi, mecâzî olarak "câhil, düşüncesiz, basiretsiz, idraksiz" anlamlarında da kullanılmaktadır.
2017-12-22 10:01:15 [S.K.] 2,807
Allâh'ın sıfatlarından biri olan a'lem, daha iyi bilen, en iyi bilen demektir. (bk. Âlim)
2017-12-22 09:00:19 [Ö.F.Y.] 17,591
Sırat köprüsü kıldan ince, kılıçtan keskincedir. Dünya hayatında İslâm’ı yaşamak da böyledir. İslâm’ı tam olarak yaşamaya gayret etmek, Sırat köprüsünden geçmek gibidir. Burada nefse karşı mücâdele güçlüğüne katlananlar, orada Sırât’ı kolay ve rahat geçeceklerdir.
2017-12-22 08:08:31 [Ö.F.Y.] 1,827
Yaşadığımız hayat çok çeşitli dengelerin bir araya gelmesiyle devam edip dururken tek başına huzur ve mutluluğu aramanın bir önemi olabilir mi?
2017-12-21 18:06:16 [S.K.] 6,984
Yüksek olmak anlamındaki a-l-v kökünden türeyen a'lâ, en yüce, en yüksek; alî ve müteâl ise yüce ve yüksek demektir. Allah'ın sıfatı olarak a'lâ ; yüce, en yüce, en şerefli; alî, şânı, kadri yüce ve kudreti büyük olan; müte'âl, pek yüce ve noksan sıfatlardan münezzeh olan, gücü ile her şeyden üstün olan demektir.
2017-12-21 17:25:28 [M.S.T.] 1,463
Sağlık Bakanı Demircan, protez ihtiyacı olan Filistinli üç çocuğun da tedavileri için harekete geçildiğini belirterek, "Çocuklarımızı Türkiye'ye getirip, Türkiye'de yapılmasını sağlayacağız." dedi.
2017-12-21 17:14:42 [A.G.] 9,086
Bir kimsenin arkasından aleyhinde bulunma, duyacağı zaman üzüleceği bir sözü arkasından söyleme, çekiştirme, koğuculuk anlamlarına gelen gıybet; İslam'da belli durumlarda mübahtır. Gıybet etmenin mübah olduğu 6 durumu sizler için derledik.
2017-12-21 16:36:46 [A.G.] 20,722
Dinin temeli ve bütün ibadet ve tâatlerin aslı imana dayanır. İman kalbî bir amel olup, diğer ibadet ve ameller imanın bir parçası değildir. O halde temizlik nasıl imanın yarısı olarak kabul edilebilir? Çünkü temizlik insanın cismiyle ilgili bir ameldir.
2017-12-21 16:04:11 [M.S.T.] 1,512
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyor: "Ey Ebubekir üç şey vardır ki haktır." Peki nedir bunlar? Dr. Murat Kaya açıklıyor...
2017-12-21 15:27:10 [M.K.] 1,063
KOSGEB, stratejik ithal ürünleri Türkiye’de üretecek işletmelere 5 milyon liraya kadar yüzde 70’i geri ödemesiz, kalanı geri ödemeli kredi imkanı veriyor. Bu yolla Türkiye’nin cari açığı en aza indirilmesi planlanıyor.
2017-12-21 15:17:04 [A.G.] 5,780
Okul öncesi dönem, çocuklarda fizikî ve zihnî gelişimin çok hızlı olduğu önemli bir dönemdir. İnteraktif materyaller, görsel ve renkli malzemeler, sesler, müzikler kullanılarak okul öncesi dönemde çocuklara görgü kuralları öğretilebilir ve bu bilgiler kalıcı hâle getirilip pekiştirilebilir.
2017-12-21 15:04:23 [A.G.] 2,187
Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doğru, çocuklarda görülen geçmeyen öksürüğün tedavisinin ancak altta yatan nedenin giderilmesiyle sağlanacağını belirterek, alttaki neden bulunmadan çocuğa öksürük kesici ilaçların verilmemesi gerektiğini bildirdi.
2017-12-21 14:11:01 [A.G.] 23,047
Duâ büyük bir ibâdet olduğu için duânın âdabı da pek mühimdir. Bu anlamda dua ederken ve öncesinde şu 12 hususa dikkat edilmesi gerekir.
2017-12-21 12:25:02 [M.S.T.] 1,448
Yeni bir araba alınınca kurban kesmek şart mıdır? Yrd. Doç.Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor...
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.