Niyetini Sağlam Tut

Altınoluk Dergisi, 388. sayısının kapak sözü "Niyetini sağlam tut" ile okuyucuyu selamlıyor. "Ümmet nasıl ayağa kalkar?" sorusunun en çok muhasebe edileceği zamanda olduğumuzu söyleyen dergi, "Ramazan'da niyet" meselesi üzerine ağırlıklı yazılan yazılardan oluşuyor.

Dergi, sunuş yazısında şöyle tanıtılıyor:

"Altınoluk’un 2001 Kasım sayısı “Hüzünsüz Ramazan özlemi” kapağı ile çıkmış. İslam dünyası Ramazan’a doğru gidiyor ve bu sırada Irak’ın üzerine bombalar düşüyor. Amerikan işgaliyle gelen bombalar.

O sayıdaki yazımızın başlığı “Hüzün coğrafyası” şeklinde. İlk paragrafta şunlar yazılmış:

“-Her birimizin yüreğinde bir Afganistan yaşıyor. Bir Çeçenistan, bir Doğu Türkistan, bir Keşmir, bir Filistin, bir Kosova, bir Bosna... “Acıdan acıya savrulmuşum ben...” Bosna’dan da dizi dizi mezarlıklar kalmıştı hafızamızda, Afganistan’dan da şimdi dizi dizi mezarlar kazınıyor hafızamıza... Her biri bir kanama noktası. Bizim evimize bombalar düşüyor yıllardır, bizim toprağımız mayınlanıyor, bizim çocuklarımızın ayakları, elleri kopuyor mayınlara oyuncak diye sarılınca.. Kaç anneye, kaç bacıya ağladık tecavüze uğrayan... Kaç çocuk cenazesi kaldırdık üzerinde atış talimi yapılan... Ya toplu mezarlara gömülüp, ismi silinenler? Artık çocuklarımız, Amerikan uçaklarının attığı propaganda broşürlerini ezberledi: Evlerinizin penceresinden ya da bacalarından girip, sofranıza bomba olur yağarız. Dün Sırp nişancıları öyle diyordu, Çeçenistan’da Ruslar öyle diyordu, Filistin’de İsrail suikastçileri... Çocuklarımız misketin şirin bir çocuk oyuncağı olmadığını öğrendi yıllar içinde... O bir şarapnel parçası olup saplanabilirdi küçücük yüreklerine..”

Aradan 17 yıl geçiyor ve biz yine bir Ramazan günü, gökten dronlarla yağan İsrail göz yaşartıcı bombalarını görüyoruz. İsrail askerleri hakiki mermilerle ateş açıyor Filistinliler üzerine ve kadın, erkek, genç yaşlı, çocuk demeden 65 can uçuyor ebediyet alemine... Yaralı sayısı binlerle ifade ediliyor...

Cinayet Amerika ile birlikte işleniyor.  Trump Kudüs’ü Yahudilere armağan etmek istiyor ve kan banyosu başlıyor.

Evet tam bir kan banyosu.

İslam dünyasında isyan var, eylem yok. Yok çünkü, İslam dünyası diye külli bir irade yok.

Gözlerde yaş kurudu, acılar devam ediyor.

Biz böyle zamanlarda hep “Ümmet ümmet olursa...” diye başlayan cümleler kurarız.

Ümmet ümmet olursa biz bir daha “Hüzünsüz Ramazan özlemi”, “Kudüs acısı”, “Kudüs - Ümit - Acı” gibi kapaklar yapmayız.

Ramazan’ın son 15 gününün içindeyiz.

Kadir gecemiz var bu günler içinde.

İslam dünyası olarak bir geceye bin ayı sığdırsak da, zamanın akışını dürüp büksek de, ümmetin izzetine yakışır bir dünya kurabilsek, diye geçiyor içimizden.

Bayrama doğru gidiyoruz, Kudüs acısı yansıyacak bu yılki bayrama...

Oruç, diğergâmlığı inşa eder yüreklerde.

Açın halinden anlarız, değil mi?

Oysa diğergâmlık çok geniş kapsamlıdır.

Gazze’de toprağa cansız düşen çocuğun halinden de anlamak lazım, oruç terbiyesiyle...

Doğu Guta’da yerle bir edilen binaların altında kalanların halinden de...

Kapak sözümüz “Niyetini sağlam tut” şeklinde.

Bir sayımızda kapağımızda “Niyet ettim İslam’a” cümlesi vardı.

Niyetini sağlam tut ki, yeni bir Ramazan’da izzetini kuşanmış bir ümmet çıksın ortaya.

Niyetini sağlam tut ki, Ramazanlarımızı, bayramlarımızı ibadet coşkusu içinde ve bayram gibi yaşayalım.

Niyetini sağlam tut ki, İslam coğrafyasından çığlıklar yerine, şen - şakrak mutluluk haykırışları gelsin.

Tarihi günler yaşanıyor ve tarihin yoğunlaştığı coğrafya bizim coğrafyamız.

“Ümmet nasıl ayağa kalkar?”ın en çok muhasebe edileceği zamandayız.

Kadir gecemiz bereketli geçsin, Bayramımız mübarek olsun. Allah’a emanet olun."

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.