Müslüman Duygularını Nasıl Kontrol Eder?

İnsan duygular yumağı bir varlık. Çoğu zaman duyguları tarafından yönetilen insan, aklını bile, zaman zaman duygusal kararlarına gerekçeler üreten bir vasıtaya dönüştürüverir. Tepkilerimizin büyük çoğunluğu, duygulara dayanır. Peki, duygularımızı yönetmek mümkün değil midir? Dr. Adem Ergül Kur’ân’ı Kerim ışığında duyguların organizasyonunda başarılı olmak için dikkat edilecek hususları 5 adımda bizlere özetliyor.

Duyguların organizasyonunda başarılı olmak için şu hususlara dikkat etmek gerekir:

  • Kur’an ve sünnetin çizdiği duygu sınırlarını doğru kavramak. Zira böyle bir bilgi, iradenin doğru yönlendirilmesinde etkili olacaktır.
  • Güçlü bir îman, duyguların doğru sınırlar içinde tutulmasında son derece etkilidir. Öyleyse imanı güçlendirecek vesilelere sarılmak zaruridir.
  • Duyguların yönetilmesi alanında etkili olan vasıtaların neler olabileceğine yönelik yapılan araştırmalardan istifade etmek de ihmal edilmemelidir. Mesela insanın gazap halinde ya da haset duygularının depreştiği zamanda, nasıl hareket edileceğine dair gerek dînî ve gerekse beşerî bilgi kaynaklarında bazı usul ve yöntemler tavsiye edilmektedir ki ciddiye almak gerekir.
  • Duyguların eğitiminde tasavvufî seyr u sülük sürecinin sıhhatli bir şekilde yürütülmesi son derece tesirli ve erdirici bir yoldur. Zira duyguların patlaması ya da taşması, çoğu zaman nefsin terbiye edilmemiş arzularından kaynaklanır. Tasavvuf ise nefsi tezkiye etmeyi kendine misyon edinmiş bir eğitim disiplinidir.
  • İnsan bütün sebeplere başvursa da ilahi bir yardım erişmeden duygularını sıhhatli yönetmesi yine de zordur. Bu itibarla bizi bizden iyi bilen ve duygularımız üzerinde her türlü tasarrufa kâdir olan yüce Rabb'imize dua ve yakarıştan gafil olmamak en büyük sığınağımızdır.

Dipnotlar: 1) Bkz. Hucurat Sûresi, 7. 2)Bkz. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Bakara Sûresi, 165. Âyetin tefsiri. 3) Bkz. Tevbe Sûresi, 27. 4) Bkz. Nisa Sûresi, 77.

Kaynak: Altınoluk Dergisi, Sayı: 342

İslam ve İhsan

ÖFKE KONTROL YÖNTEMLERİ

Öfke Kontrol Yöntemleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.