Miraç Kandili’nde Yapılacak İbadetler

Miraç Kandili’nde ne yapılır? Miraç Kandili’nde yapılabilecek ve yapılması gereken ibadetler hangileridir? İşte Miraç Kandili’nde yapılacak 10 ibadet.

Miraç kelimesi “yukarı çıkma vasıtası, merdiven” demektir. Terim olarak Hz. Peygamber’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- göğe yükselişini ve Allah katına çıkışını ifade eder.

MİRAÇ KANDİLİ’NDE YAPILACAK 10 İBADET

Bütün mübarek gün ve gecelerde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bazı af ve mağfirete nail olma, sevap kazanma, manevî mertebeyi yükseltme, bela ve musibetlerden kurtulma ve Allah’ın rızasına ulaşma vesileleri vardır. Miraç Kandili’nde yapılabilecek ibadetler şunlardır:

  1. Kur’ân-ı Kerim okumak ve dinlemek
  2. Peygamberimize (s.a.s.) salavat getirmek
  3. Kaza ve nafile namazı kılmak
  4. Geçmiş günahlar için tövbe ve istiğfar etmek
  5. Sadaka vermek
  6. Dua etmek
  7. Zikir çekmek
  8. Helalleşmek
  9. Tefekkür etmek
  10. Oruç tutmak.

MİRAÇ KANDİLİ’NDE YAPILACAK İBADETLER

  1. Kur’ân-ı Kerim okumak ve dinlemek

Kur’ân-ı Kerîm mü’minlerin dünya ve âhirette dostudur. Onunla huzur bulur, onunla ünsiyet kurar ve onunla tesellî olurlar.

Ebû Ümâme (r.a.) ben Resûlullah’ı (s.a.s.): “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçı olarak gelecektir” buyururken işittim, demiştir. (Müslim, Müsâfirîn, 252)

Mîraç gecesinde Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’e verilen hediyelerden biri Bakara sûresinin son iki ayetidir. (bk. Müslim, Îman, 279)

Ebû Mes’ûd el-Bedrî (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Bakara sûresinin sonundan iki âyeti geceleyin okuyan kimseye bunlar yeter.” (Müslim, Müsâfirîn 255)

  1. Peygamberimize (s.a.v.) salavat getirmek

Salât-ü selâm getirmek, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) rûhâniyetiyle irtibat kurmayı ve O’nun nûrundan is­ti­fâ­de etmeyi sağlar.

Hz. Peygamber (s.a.s.) “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları; bana en çok salât ve selâm getirenlerdir” (Tirmizî, Vitr, 21) buyurmuştur.

  1. Kaza ve nafile namazı kılmak

Miraç’ta Peygamberimize (s.a.s.) verilen hediyelerden biri, 5 vakit namazın farz kılınmasıdır.

İmandan sonra en faziletli amel sayılan (Müslim, “Îmân”, 137-140) namaz hakkında Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde, “Namaz dinin direğidir” (Müsned, V, 231, 237; Tirmizî, “Îmân”, 8) demiş, namazın en önemli rüknü durumundaki secdeyi ise kulun Allah’a en yakın olduğu durum olarak nitelendirmiştir. (Müslim, “Ṣalât”, 215; Nesâî, “Mevâḳītü’ṣ-ṣalât”, 35)

  1. Geçmiş günahlar için tövbe ve istiğfar etmek

Tövbe imanın bir tezahürüdür; bezm-i elestte Allah’a verilen sözün hatırlanması ve yapılan ahdin tazelenmesidir; Kur’an’da işaret edildiği gibi (eş-Şems 91/9-10) nefsini kirlerden arındırma çabasıdır.

Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “Rasûlullâh’a (s.a.s.) Miraç’ta üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi...” (Müslim, Îman, 279)

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz başka bir hadisinde: “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim...” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuştur.

  1. Sadaka vermek

Allah rızâsı için yapılan her şey sadakadır. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, yaşlı vs. kimseler için yapılacak küçücük bir iyilik Allah’ın rızasını kazandırabilir.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz: “Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır.” (Heysemî, Mecmaü'z-Zevâid,3/63) buyurmuştur.

  1. Dua etmek

Bu mübarek gecede kişi, kendisi ve başka insanlar için isim zikrederek dualar edebilir.

Ayet-i kerîmede buyrulur: “(Ey Rasûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?” (el-Furkân, 77)

Bir defasında Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Rasûlü’ne salavât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek: “Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)

  1. Zikir çekmek

Allah, kendisini zikreden kullarını çok sever. Allah’ı sevmenin göstergesi de onu çokça zikretmektir.

Peygamberimiz (s.a.s.): “Allah’ı sevmenin alameti, Allah’ı zikretmeyi sevmektir” (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 52) buyurmuştur.

  1. Helalleşmek

Yüce Allah kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları affettiği hâlde kul hakkını bunun dışında tutmuştur. Kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan kulunun irâdesine bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik alması şart koşulmuştur.

Peygamberimiz (s.a.s.) “Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şayet iyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” (Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 48) buyurmuştur.

  1. Tefekkür etmek

Kur’ân’da düşünmek teşvik edilmiş ve düşünenler övülmüştür.

Düşünmek anlamına gelen tefekkür hakkında Ebu’d-Derdâ (r.a.) şöyle buyurur: “Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.” (Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127; Aclûnî, I/310)

  1. Oruç tutmak

Kandil gecelerinin gündüzlerinde oruç tutulabilir.

Oruç, insanın her bakımdan sıhhatli olmasını sağlar. Nitekim Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: “Oruç tutunuz ki (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” (Heysemî, III, 179)

İslam ve İhsan

İSRA VE MİRAÇ HADİSESİ NEDİR?

İsra ve Miraç Hadisesi Nedir?

MİRAÇ KANDİLİ NEDİR? MİRAÇ GECESİNİN ÖNEMİ VE FAZİLETİ

Miraç Kandili Nedir? Miraç Gecesinin Önemi ve Fazileti

AYET VE HADİSLERLE MİRAÇ GECESİ YAŞANANLAR

Ayet ve Hadislerle Miraç Gecesi Yaşananlar

MİRAÇ GECESİ YAPILACAK İBADETLER

Miraç Gecesi Yapılacak İbadetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.