Maide Suresinin 120. Ayeti Ne Anlatıyor?

Mâide suresinin 120. ayetinde ne anlatılıyor? Her şeyin hükümranlığının yalnızca Allah’a ait olduğunu bildiren ayet, Mâide suresinin 120. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

لِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا ف۪يهِنَّۜ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ

Göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin hükümranlığı yalnızca Allah’ındır. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (Mâide, 5/120)

HER ŞEYİN GERÇEK SAHİBİ VE YÖNETENİ ALLAH’TIR

Bilgi:

Her doğan ölür. Sonradan olan her şey, her canlı ölümü tadacaktır. İnsan da sınırlı ve sonludur. Ancak her şeyi var eden, varlığının öncesi olmayan Allah, sonsuz olarak diridir ve ebedî hayat sahibidir. Her şeyin gerçek maliki, sahibi, var edeni, idare edeni Allah’tır. Bizler, canlılar olarak, sınırlı ve sonlu bir hayata sahibiz. Edindiğimiz dünya eşyaları ve yetkileri de geçicidir, sınırlıdır, bitecektir. Ama Allah’ın gücünün, idaresinin sınırı yoktur. O, gücü her şeye yetendir, her şeyi bilendir. Gerçek hükümranlık sahibi, Allah’tır.

Mesaj:

  1. Allah’ın dünya ve evrendeki hükümranlığına karşı insanlara düşen, O’na teslimiyettir.
  2. İnsan Allah’ın koyduğu ilahî emirlere ve fizik kanunlarına uymak durumundadır.

Kelime Dağarcığı:

Semavât: Gökler, gökyüzü.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Allah şöyle buyuracak: “Bu gün, iman ve yaşayışlarında doğruluktan ayrılmayanlara doğruluklarının fayda vereceği bir gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan râzı olmuştur, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır. En büyük başarı ve kurtuluş işte budur!”
  2. Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan her şeyin mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ındır. O’nun her şeye gücü yeter.

Dünyada Allah ve peygamberine iman, itaat ve teslimiyetinde doğru, samimi ve dürüst olanlar, akitlerini yerine getirip sözlerinde duranlar, o dehşetli kıyamet gününde, bütün insanların toplanıp hesaba çekilecekleri o korkunç günde bu doğruluk ve samimiyetlerinin faydasını göreceklerdir. Her türlü korku, keder ve hüzünden uzak bir mükafat elde edeceklerdir. Onlara altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler verilecektir. Hepsinin ötesinde Allah onlardan, onlar da Allah’tan razı olacaklardır. Ki Allah’ın razı olması bütün cennet nimetlerinin fevkinde bir nimettir.

En büyük zafer, başarı ve kurtuluş da bu rızâ makâmına ulaşabilmektir. O halde kula düşen Allah’ı tanımak, birliğini ve büyüklüğünü idrak etmeye çalışmak ve O’na samimi bir kul olabilmektir. Bu kulluğa en layık olan şüphesiz ki Allah Teâlâ’dır. O’nun dışında herhangi bir şeyin veya herhangi bir kimsenin rızâsını kazanmaya çalışmanın bir önemi yoktur. Ebedi olarak faydalı olacak olan doğruluk ve samimiyet, ancak Allah’a olan doğruluk, samimiyet ve ihlastır. Çünkü bütün gökleri, yeri ve bunlarda bulunan her şeyi O yaratmıştır, hepsinin tek sahibi O’dur; onların her birinde istediği tasarrufu yapabilme güç ve kuvvetine sahiptir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH’IN KUDRET SIFATI NE DEMEKTİR?

Allah’ın Kudret Sıfatı Ne Demektir?

ALLAH’IN HER ŞEYE GÜCÜNÜN YETMESİ İLE İLGİLİ AYETLER

Allah’ın Her Şeye Gücünün Yetmesi İle İlgili Ayetler

ALLAH’A İMAN HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Allah’a İman Hakkında Bunları Biliyor Musunuz?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.