Kur'ân Mucizesinin Canlı Misali

Onlar, aklın, rûhun ve nefsin ulaşabileceği son noktaya ulaştılar. Nefs-i emmârenin şerrinden kurtulup nefs-i kâmileye nâil oldular. Nefislerini sorgulayan insanlar hâline geldiler. Nefsânî arzularını körelttiler, fıtrattan gelen ulvî istîdatlarını tekâmül ettirerek “Hakk’a vuslat” yolunda mesâfe aldılar. Vahşî, bedevî insanlar, melekler misâli latîf bir hâle büründüler.

Cehâlet ve zulüm bakımından -tâbir câiz ise- Hint Okyanusu’nun dibindeki insanlar, Allah Rasûlü’nün kalbî dokusundan hisse alarak merhamette, şefkatte, Hâlık’ın nazarıyla mahlûkâta bakışta zirveleştiler…

Annesinin yüreğinden kopararak kızını diri diri gömmeye götüren vahşî ve merhametsiz insan, İslâm’dan sonra gözü yaşlı bir şefkat meleği hâline geldi. Gönüller, yorgun sînelerin huzur ve tesellî bulduğu bir dergâh oldu. Kalpler; dul, yetim ve kimsesizler için sığınak ve barınak oldu.

ÜMMETİN HUZUR VE SAADETİ İÇİN HZ. ÖMER'İN DUYDUĞU MESULİYET DUYGUSU

İslâm’dan önceki katı yürekli Ömer, İslâm’dan sonra rakik kalpli Hazret-i Ömer oldu. “Fırat’ın kenarında bir kuzu zâyî olsa, bu sebeple Allâh’ın beni hesâba çekmesinden korkarım.” diyebilecek kadar ulvî bir tefekkür ve tahassüs derinliğine ulaştı. (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 153)

Geceleri sırtında un çuvalı ile mâtemlerin civârında gezer oldu. Ümmetin huzur ve saâdeti için duyduğu mes’ûliyet duygusu, kendisinin en büyük problemi hâline geldi.

KUR'AN MUCİZESİNİN CANLI ÖRNEKLERİ

Diğer bir misâl de Abdullah bin Mes’ûd Hazretleri’dir. Bedir’de yere yıkılmış olan Ebû Cehil’in üzerine çıkıp sadrına oturduğunda can vermek üzere olan bu azgın müşrik:

“–Çok yüksek ve sarp bir tepeye çıktın ey basit ve zavallı koyun çobanı!” diye ona hakaret etmişti. (İbn-i Hişâm, II, 277)

Yani İbn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-, mâzîsi îtibâriyle insanlar tarafından hakir görülen “basit bir koyun çobanı” idi. Hidâyete kavuşup Rasûlullâh’ın rahle-i tedrîsinden geçince gönlü deryâ hâline geldi, inceldi, derinleşti, kalbi ilâhî tecellîlere mâkes oldu.

İşte, büyük bir hukuk ekolü olan meşhûr Kûfe Mektebi bu şanlı sahâbînin eseridir. Fıkıh ilmini ilk defa vaz‘ eden âlim olarak bilinen[1] İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe ve birçok müctehid, bu mektebin talebesiydi. Bu mektepte böylesine muazzam dehâlar yetişti. Öyle ki, dünyaca meşhur hukukçular olarak tanınan Solon ve Hammurabi, Ebû Hanîfe’ye çırak bile olamazlar. Şu anda hangi İslâmî ilim dalına baksak, en başta o mübârek sahâbînin, yani Abdullah ibn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-’ın ismini görürüz.

Onlar Kur’ân mûcizesinin canlı birer misâli idiler. Onlar firâset, dirâyet ve insanî değerleri temsilde insanlığın fazîlet zirvesi olmuşlardı.

[1] Ali Haydar Efendi, Dürerü’l-Hukkâm Şerhu Mecelleti’l-Ahkâm, İstanbul 1330, s. 11.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Asr-ı Saâdet Toplumu, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.